Değerli BEYSAD’lılar;
Ana Sanayi yetkililerimizi sayfalarımıza taşımaya devam ediyoruz. Bu sayımızın konuğu babadan miras kalan "Ticarette başarının %50 si cesaret, %50 si nezaket"prensibi ileyaptıkları çalışmalarla taktirlerin en büyüğünü hakeden, sektörümüze ilişkin gelişmelerle ülkemize büyük katkılar sağlayan Termikel firmasının Genel Müdürü Sayın Ahmet Kaya… Yoğun geçen iş yaşamında bizleri kırmayıp, bu samimi röportajı yayınlamamıza yardımcı oldukları için kendilerine çok teşekkür ediyoruz.
Sayın Ahmet Kaya, bize kısaca kendinizden ve bu zamana dek geçen iş yaşamınızdan bahseder misiniz?
1963 Ankara doğumluyum. 1980 yılında aile şirketi olan Termikel A.Ş’de görev aldım. Bugün Termikel Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevimi sürdürmekteyim.
Başarınızın sırrı nedir? Çalışma şekliniz ve ilkelerinizden bahseder misiniz?
Kurucumuz babam Mehmet Kaya "Ticarette başarının %50 si cesaret, %50 si nezaket" prensibi ile Termikel'in temellerini atmıştır. Bugün bizler için de başarının sırrı cesaret ve nezakettir. Aynı zamanda inanarak çalışmak, sürekli öğrenmek ve geliştirmek de başarının olmazsa olmazı, temel ilkesidir.
Termikel Yönetim şeması hakkında bilgi verir misiniz?
Termikel Grup bir aile şirketi olarak kurulmuştur. 17 firma ve 2.000'e yakın çalışanı bulunmaktadır.
Termikel Şirketler Grubu'nun lokomotif şirketi beyaz eşya sektöründe elektrikli ev aletleri üreten Termikel A.Ş.’dir. Termikel Beyaz Eşya'nın yanı sıra; elektrik, gaz ve su için ön ödemeli sayaç üreten firmamız Elekromed, medya sektöründe Kanal ATelevizyonu, denetim ve sertifikalandırma ile ilgili Eldaş Denetim Kurumu, inşaat ve sağlık sektörlerinde de hizmet vermekteyiz.
Termikel’in gelişimi hakkında bilgi verir misiniz?
1950 yılında Termo düdüklü tencereyle başlayarak ilk cam kapaklı köşeli fırın, ilk mini otomatik sıkıcılı çamaşır makinesi, ilk eksantrik kayışlı yayık gibi ilklere imza atan Termikel markası bugün ise Avrupa'nın en büyük ankastre fırın ve ocak üreten fabrikasına sahip. Türkiye'de bulunan 2000'e yakın müşterisinin yanı sıra yurt dışında da Avustralya’dan Şili’ye, İngiltere’den Ortadoğu’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyaya fırın ve ocak üretiyor. Almanya'da 2005 yılında kendi firmamızı kurduk. Orada 20 kişilik satış ekibimiz var. Şu anda Almaya'da mutfak stüdyoları dediğimiz 400 tane müşterimiz var. Bunlar Termikel ürünü satıyorlar. Avustralya'da bu yıl Termikel markasıyla başlıyoruz. Rusya'da ise Termikel Rusya firmasını kurduk. Ayrıca Güney Amerika'da Buenos Aires'e kendi personelimizi yerleştirdik. Türkiye'nin ardından dünyanın birçok noktasına da markamızı taşıyarak, Termikel'i bir dünya markası haline getirmeye çalışıyoruz.
Nerede hangi tesisleri var ve kimlere hangi ürünleri üretiyor?
2009 yılında Ankara'daki fabrikamızı kurarak, Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük ve en modern tesislerinden birini faaliyete geçirdik. 60.000m2 açık alan üzerine inşa edilen 45.000m2’lik yeni tesislerinde üretimini gerçekleştiren Termikel; yıllık 1.500.000 ankastre ve solo fırın üretim kapasitesi ile sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya daha hızlı hizmet veriyor. Yan sanayi hizmeti veren, Termikel'in ikinci fabrikası ise Yozgat Şefaatli'de üretimine devam ediyor.
Termikel satış ve pazarlama organizasyonlarını ise kendi bünyesinde Almanya, Rusya ve Arjantin'de faaliyet gösteren farklı firmalarıyla gerçekleştiriyor. Bugün solo ve ankastre model elektrik, LPG ve doğalgaz ile çalışan her türlü fırın ve ocak üretimini 50'yi aşkın ülkeye ihraç ediyor.
Beyaz eşya sektörünün Türkiye’de geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu gelişmede Termikel nerede duruyor?
Dünya Beyaz Eşya ticareti 2011 yılında 70 Milyar Dolar civarında gerçekleşmiştir. Avrupa’da son yıllarda ortaya çıkan kriz ve Türkiye Ekonomisinin dinamikliği sayesinde Türkiye’de sanayi üretiminin büyüme trendiyle birlikte Beyaz Eşya sanayimizde de büyüme gerçekleşmektedir. Bu büyüme her yıl artmaktadır. Türkiye’nin beyaz eşya ihracatı da sanayinin büyümesi ile birlikte artacaktır. Dünya beyaz eşya ticaretinden ülkelerin almış oldukları payı göz önüne aldığımızda, Almanya ve İtalya %12 pay almaktadırlar. Önümüzdeki yıllarda Türkiye beyaz eşya ihracatının dünya beyaz eşya ticaretinden en az %10 pay alabileceğini görüyoruz. Bu da kısa bir süre içerisinde en az %15’lik bir büyüme demektir.
Termikelde son yıllarda yapmış olduğu yatırımları ile büyümesini sürdürecektir. Pazar çeşitliliği ve yeni pazarlar sayesinde dünyanın içerisinde bulunduğu ekonomik krizi fırsata çevirerek yurt dışı satışlarını arttıracaktır. Hedefimiz dünya beyaz eşya pazarının içerisinde bulunan pişiriciler gurubunda söz sahibi olmaktır.
Türkiye’de üretim yapan beyaz eşya yan sanayicileri maliyetlerini düşürücü tedbirler almalıdırlar. Üretimde otomasyon, genel giderlerin azaltılması, hammadde maliyetlerinin azaltılmasına yönelik tedbirler ile Uzak Doğulu üreticiler ile rekabet edilebilir.
Sizin farklı ülke tecrübelerinizden de yararlanmakta fayda var. Türkiye ile yurtdışı beyaz eşya yan sanayiini karşılaştırır mısınız?
Türkiye’de beyaz eşya sektörünün gelişmesi ile birlikte beyaz eşya yan sanayiide gelişmektedir. Yan sanayimiz son yıllarda kendisini geliştirmiş, özellikle kalite konusunda Avrupalı üreticiler ile çok rahat rekabet yapar hale gelmiştir. Fakat özellikle Uzak Doğu’da bulunan beyaz eşya yan sanayisine üretim yapan üreticiler, Uzak Doğu beyaz eşya üreticilerinin büyümesi ile birlikte gelişmektedirler. Yüksek üretim miktarları ile maliyetlerini düşürmekte ve fiyat avantajını kullanarak rekabette güçlenmektedirler.
Türkiye’de üretim yapan beyaz eşya yan sanayicileri maliyetlerini düşürücü tedbirler almalıdırlar. Üretimde otomasyon, genel giderlerin azaltılması, hammadde maliyetlerinin azaltılmasına yönelik tedbirler ile Uzak Doğulu üreticiler ile rekabet edilebilir.
Türkiye üretiminizin ne kadarını ihraç ediyorsunuz, hangi ülkelere? Rekabet şartlarına ilişkin görüşlerinizi alabilir miyim? Türkiye pazarında ya da yurtdışında rakip gördüğünüz ülke ya da markalara ilişkin…
Türkiye’nin büyüyen ekonomisi, iç pazarda her yıl oluşan üç milyonluk yeni talep ve dış pazarda her yıl büyüyen talep sayesinde kuvvetli bir rekabet gücüne sahibiz.Avrupa’da ortaya çıkan ekonomik kriz ile birlikte firmamızın Avrupa bölgesindeki rekabet gücü artmıştır. Üretim tesislerimizin modern olması, üretim miktarlarımızın yüksek olması rekabet gücümüzü günden güne arttırmaktadır. Rakip olarak gördüğümüz Uzak Doğulu üreticiler ile rahatlıkla rekabet yapabilmekteyiz.
Termikel’in uzun vadeli hedeflerinden söz eder misiniz? Yan sanayinizin de yeni gelişmelere açık olabilmeleri için yeni ürün gamı projelerinizden de bahseder misiniz?
Özellikle Avrupa bölgesinde Avrupa Birliğinin almış olduğu kararlar çerçevesinde 2020 yılına kadar %20 enerji tasarrufu ile yılda 100 Milyar Euro’luk bir tasarruf hedeflenmektedir. Ayrıca bunun dışında çevre politikaları ile ilgili gelişmeler olmaktadır.Avrupa’da ortaya çıkan bu durum üzerine Termikel olarak Ar-Ge birimimizin çalışmaları neticesinde enerji verimliliği yüksek, çevreci ürünler tasarlıyoruz. Bundan sonra üretilecek ürünlerde bu özellikler ağır basacak, elektronik özellikleri daha yüksek ürünler olacaktır.
Üretimine bu yıl başladığımız davlumbazlar bu yılın sonundan itibaren üretim sayılarının artışıyla daha çok gündeme gelecektir. Üst seviye tüketicinin ihtiyaçları doğrultusunda geliştirmiş olduğumuz davlumbaz modellerimiz, özellikle Avrupa piyasalarında söz sahibi olacaktır.
Termikel’in sürdürülebilir gelişim, inovasyon ve enerji verimliliğini önemsediğini tahmin ediyorum. Bu konudaki yeni gelişmeler hakkında bilgi verir misiniz?
Üreticilerin uzun yıllar üretim yapabilmeleri için kendilerini daima geliştirmeleri gerekiyor. Günümüzde gelişmenin durması, geri gidiş manasına geliyor. Artık, gelişim innovasyon demek oluyor, yani “icat çıkartmak”. Termikel kültüründe yıllardır var olan bu “icat çıkartmak” mantığı gelişimimizin sebebi olmuştur. Bundan sonra yalnız beyaz eşya sektörü değil, tüm elektrikle çalışan cihazlar enerji verimliliğine dikkat etmek zorundalar. Enerji çok kıymetli hale geldi. Enerji verimliliği tüm firmaların, Ar-Ge birimlerinin baş hedefi olmak zorundadır. Termikel olarak önümüzdeki süreçte enerji verimliliği yüksek ürünler hedeflemekteyiz.
Ar-Ge faaliyetlerinizden söz eder misiniz?
Bir dünya markası olma yolunda hızla ilerleyen markamız Termikel için Ar-Ge çalışmaları büyük önem taşıyor. İhracat ağı oldukça geniş bir firma olduğumuzdan hem yerli hem yabancı müşteri beklentileri doğrultusunda, hem modern dünya trendleri, hem enerji tasarrufu gibi birçok nokta dikkate alınarak Ar-Ge çalışmalarımızı hızla sürdürmekteyiz. Bütün bu gelişim sürecinde ise çıkış noktamız olan kalitemizden asla ödün vermeden, yenilikçi bakış açısı ve sürekli değişen müşteri beklentilerini temel alarak Ar-Ge çalışmaları yapmaktayız.
2011 yılında Kalder ile Termikel arasında imzalanan "Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesi” ile 'Toplam Kalite' ve 'Mükemmellik' kavramlarını tüm kurum ve kuruluşlarımızda hayata geçirmeyi amaçlıyoruz. Toplam kalite içerisinde yer alan EFQM Mükemmellik Modeli'ni firmamızda uygulayarak, tedarikçilerinden fabrika çalışanlarına ve müşterilerine kadar tüm paydaşlarımızla olan faaliyetlerimizi sürekli olarak iyileştirmeyi hedefliyoruz.
2011 yılında Türkiye dahil global toplam alım miktarınız ne kadar oldu?
2011 yılında 105.000.000 TL’lik alım gerçekleştirdik.
2012 yılında bir artış bekleniyor mu?
2012 yılında ürün çeşidimizin artması, davlumbaz üretimine geçilmesi ve satış hedeflerimizin de buna bağlı olarak yüksek olması nedeniyle tedarik cirosunun bir önceki yıla göre %60 oranında artmasını bekliyoruz.
Termikel’in satınalma süreçlerinde yan sanayilerinden en büyük beklentisi / kriterleri nelerdir?
Siparişlerimizin tedarikçiler tarafından zamanında ve kalite şartlarına uygun olarak temin edilmesi en önemli beklentimiz.
Tedarikçilerinizle yaşadığınız en büyük sıkıntı hangi noktada yaşanıyor?
Kalite tutarsızlığı ve fiyatlardaki değişiklikler en büyük sıkıntımızı oluşturmaktadır.
Yerli ve yabancı tedarikçilerinizi olumlu ve olumsuz taraflarıyla karşılaştırmanızı rica edebilir miyiz? Ülke bazında bir “üstün”lük var ise eğer, hangi noktada bu değerlendirmeyi yapıyorsunuz,üstün olanın üstün noktaları nelerdir?
Yurtiçi tedarikçilerimiz ülkemize katmış oldukları katma değer açısından bizim için öncelikli. Termikel olarak yurtiçi ekonomiye katkı sağlamayı hedeflemekteyiz. Bunun yanı sıra çeşitli ülkelerden ithalat yapmaktayız. Lojistik ve kalite noktalarında Avrupa ülkeleri diğer ülkelere nazaran üstünlük göstermekte.
Tedarikçilerinizle ortak çalışmalar yapıyor musunuz, hangi aşamalarda?
Ar-Ge ve kalite hususunda tedarikçilerimizle sürekli bilgi alışverişinde bulunmaktayız. Kendi kalitemizle birlikte tedarikçi kalitemizi de yükseltmeyi hedeflemekteyiz. Tedarikçi bizim daimi iş ortağımızdır.
Beklentilerinizi sanayicilerinize nasıl duyuruyorsunuz, yatırım yapmalarına güvence veriyor musunuz? Yan sanayinizi, özellikle Türk yan sanayisini nasıl destekliyorsunuz? Yerliliğe büyük önem verdiğinizi biliyoruz.
Tedarikçilerimizle belli periyodlarda biraraya gelerek,üretim planlarımız ve hedeflerimizle ilgili bilgi paylaşımında bulunuyoruz. Bunun yanı sıra kalite departmanımız tarafından tedarikçi ziyaretleri gerçekleştirilerek incelemeler yapılmakta.
Yine de Termikel ricası ile, Termikel için, yurtdışından üretim yapmak üzere gelen yabancı tedarikçileriniz var mı?
Özellikle yurtdışıfuarlarda Türkiye dışındaüretim yapan yabancıyan sanayi firmalarımalzeme satmak, üretim yapmak için müracaat ediyorlar.Satınalma şartnamemizde belirtilen şartlarıyerine getirebilecek firmalarıdeğerlendiriyoruz. Bunların dışındamümkün olduğu kadar Türk firmalarıile yani yerli firmalar ile çalışmaya gayret ediyoruz.
Termikel fabrikalarının yerli ve yabancı yan sanayi kullanım oranları nelerdir? (Eğer Türk tedarikçilerinin ürünlerinin kullanım oranları az ise) artırılması için neler yapılabilir?
Ürünlerimizde %80 yurtiçi hammadde, %20 yurtdışı hammadde kullanılmakta.
Tedarikçileriniz ile ilgili politikalarınız nelerdir, onlara verebileceğiniz mesajlarınız var mı?
Üretiminin büyük bölümünü Avrupa ülkelerine ihraç eden bir firma olarak kalite standartlarının yüksek olması bizim için önemli. Biz gelişirken yan sanayimizin de bizimle birlikte gelişip büyümesini hedefliyor ve onları bu alanda desteklemeyi sürdürüyoruz.
Hazırlamakta olduğumuz Beyaz Eşya Yan Sanayii Strateji Belgesi çalışmalarında görüşlerinize başvurularımız sürüyor ancak bir kez de okurlarımızla paylaşmanızı rica edeceğim. Bu Strateji belgesinden beklentileriniz nelerdir? Türk Beyaz Eşya sektörünün de gelişimi açısından hangi noktalara muhakkak değinilmesini arzu ederdiniz?
Beyaz Eşya Yan Sanayii Strateji Belgesi hazırlanmasınakatkıda bulunmaktan son derce memnun olduğumu belirtmek isterim. Günümüzde artık planlanmadan hiçbir şey başarıya ulaşamamaktadır. Strateji Belgesi sektörün sağlıklı büyümesi için şarttır, stratejinin olmaması bir eksiklik değil, bir yanlışlık olur. Belgenin ortaya çıkması ile sektörümüz daha hızlı büyüyecektir.
Belgede bir çok konuya değinilecektir. Fakat en önemli konu, firmalarımızın Ar-Ge Birimlerinin geliştirilmesi ile ilgili konudur. Devletimizin Ar-Ge Merkezlerine vermiş olduğu destek, çok büyük firmaların karşılayabileceği şekilde düzenlenmiştir. Bu düzenlemede düzeltmeler yapılarak, daha küçük firmaların biraraya gelerek oluşturacaklarıAr-Ge Merkezlerine ve orta boy işletmelerin bünyelerinde oluşturacakları Ar-Ge Birimlerinede destekler verilmelidir. Mevcut Ar-Ge Merkezleri bu teşvikten yararlanarak kendilerini geliştirmektedirler fakat küçük ve orta boy işletmeler bundan yararlanamamaktadırlar. Bu sorun en kısa sürede çözülmelidir.
BEYSAD’la ilgili görüşleriniz ve BEYSAD’dan beklentileriniz nelerdir? Türk yan sanayii olarak strateji belgesi çalışması yanında, bizler sizler için farklı neler yapabiliriz?
Birlikten kuvvet doğar mantığı ile kurulmuş olan BEYSAD’ın çalışmalarını takdirle izliyoruz. BEYSAD’ın üyelerine yol gösterdiğine inanıyorum. İşletmelerimizin eksiklerini, yapmamız gereken değişiklikleri bazen göremiyor olabiliriz. İşletme körlüğünden dolayı işin içerisindeki insan eksiklerini göremez, birilerinin bunu o kişilere hatırlatması gerekiyor. Bunu en güzel şekilde BEYSAD yapabilir. BEYSAD üyeleri bir aile gibi olmalılar, birbirlerinidesteklemeliler, eksiklerini söylemeliler, bunlar zaman zaman yapılacak olan sektör toplantıları ile yapılabilir. Bütün firmalarımız birbirine yardımcı olmaları gerekir. Bizim rakiplerimiz Türkiye’de üretim yapan meslekdaşlarımız değildir. Bizim rakiplerimiz yurtdışındaki firmalardır. Buna göre hareket etmeliyiz.