Ş. Burak Özaydemir
2016-2023 Dönemi BEYSAD Yönetim Kurulu Başkanı
Bize biraz kendinizden, eğitim ve çalışma hayatınızdan bahseder misiniz?
Eskişehir’deki lise eğitiminden sonra Bilkent Üniversitesi Elektrik-Elektonik Mühendisliği Bölümü’nü bitirdim. Akabinde Stanford Üniversitesi’nde Üretim Sistemleri Mühendisliği ve Fransa’daki INSEAD’da İş İdaresi yüksek lisanslarını tamamlayarak 1999 yılında Endel Şirketler Grubu’na katıldım. Grupta farklı görevler ve alanlarda çalıştıktan sonra bugün Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak grubun yardımcı sanayi faaliyetlerini içeren Endüstriyel Ürünler Grubu ve Kılıçoğlu markası ile 1927’den beri kiremit sektöründe faaliyet gösteren Yapı Malzemeleri Grubundaki faaliyetlerini yönetiyorum.
BEYSAD’a dahil olmanızın; Başkanlığa gelmenizin kısa hikayesini duymak bizi mutlu eder. Yönetim Kurulu 5. Başkanı olarak BEYSAD’a ilişkin aklınızda kalanları, aslında belki de sahneye yansımayan arka planda sizde iz bırakan hikayelerinizi duymak isterim aslındaJ
Grubumuzun BEYSAD üyeliği ilk kuruluş yıllarına kadar gitmektedir. Yurtdışı fuar, seyahat ve alım heyeti etkinliklerine katılım yaparak derneğin faaliyetlerinde üye olarak uzun zamandır faydalanıyorduk. Strateji Belgesi sürecindeki arama konferansları ve komiteler kapsamında ben bireysel olarak BEYSAD faaliyetleri içerisinde yer almaya başladım. Yeni yönetimin takdiri ile yönetim kurulu üyesi, başkan yardımcısı ve başkan olarak BEYSAD camiasına ve sektöre hizmet etme şansı buldum. Derneğin faaliyetlerinin içerisinden geliyor olmanın ve kademeli olarak göreve gelmenin tecrübesel faydasını da hep hissettim. Görev sürem içerisinde geçmişte başlatılan Strateji Belgesi, URGE, sektörel temaslar ve üye ilişkileri konusundaki çalışmaları daha ileriye taşımak için yönetim kurulundaki arkadaşlarımız ile yoğun çalıştık. Sektörün dijital dönüşüm ihtiyacı için yaptığımız ortak değerlendirmeler ile Türkiye’deki en büyük AB destekli projelerden biri olarak Özyeğin Üniversitesi ve TÜSİAD işbirliği ile Mükemmeliyet Merkezi projemizi (OzUBEX) hayata geçirdik.
Bu görevlere hazırlanmamdaki destekleri için önceki Başkanımız Bahadır Bey başta olmak üzere tüm yönetim kurulu üyelerine teşekkür etmek isterim.
BEYSAD 30’lu yaşlarında ve ne güzel ki uzun yıllarında da yer almış oldunuz. Elbette var olun ki halen bizlerlesiniz ama bir nebze de Denetim Kurulu Başkanı olarak dış göz diyebiliriz sizin için. BEYSAD’ı mümkün olabildiğinceJ Tarafsız yorumlamanızı istesek neler söylemek isterdiniz.
Kurumların çağdaş koşullara uyum sağlayacak şekilde yenileşmesi ve dönüşmesi kritik bir süreçtir. Günümüz koşullarının hızlı değişimi bu ihtiyaçları tüm kurumlar için de artırmıştır. Sektöre öncülük eden STK ve kurumların da bu değişimleri bünyelerinde de başarmaları sektördeki tüm paydaşlarına örnek olması adına çok değerlidir. Bu anlamda BEYSAD’da yönetimdeki düzenli ve yetkinliğe dayalı değişimler ile gençlerin yönetimde daha kapsamlı şekilde yer almasını önemli bir başarı olarak görüyorum. Yeni dönemdeki Başkanımız Yasemin Hanım’ın ve yönetim kurulunun üyelere yakın, yoğun çalışma temposunu beğeni ile izliyorum.
İş dünyasında sivil toplum kuruluşlarının önemi nedir? Sektörü bir makinaya benzetirsek sizce BEYSAD bu makinanın hangi parçası olur? Siz de dahil olmak üzere, sizden sonra da hızlı bir şekilde genç liderlerimiz artık sahada. Bahadır Bey ile başlayan ancak sizlerle daha da önemli bir yere gelen GENÇ BEYSADlılar oluşumu ve gelişimini, aile işletmelerinin dinamiklerini de yakinen bilen biri olarak, ‘taze kan’ şirketleri nasıl değiştiriyor? Ve tabii ki STK’ları?
Sektör STK’ları ilgili oldukları camia için, bence yürekten çalışmalılar diye düşünüyorum. Sektördeki kurumların belki güncel yoğunlukları içinde fark etmedikleri ve öncelik vermedikleri konuları ortak akıl ve sağduyu ile öne çıkararak değişim için enerji oluşturmaları ve ortak faaliyetler ile sinerji oluşturmaları önceliklidir. BEYSAD, kuruluşundan beri bu tanıma uygun ruh ve kültür ile hareket etti ve ediyor diye düşünüyorum. Kurumlar için kuşak değişimi önemli bir dönüşüm noktasıdır. BEYSAD olarak bu değişimi yaparak örnek olduğumuzu ve süreçler içinde yer alan yeni kuşaklar için tecrübe kazanımlarını hızlandırma ve sektörel bağlarını derinleştiren bir rol oynadığımızı düşünüyorum.
Bir sivil toplum kuruluşunda aktif olarak yer alan biri ile almayan birinin iş hayatında bir fark var mı? Gözlemlerinizi duymak isteriz…
İş hayatının güncel temposu içerisinde ve sürekli aynı kurum içerisinde kalınca literatürde işletme körlüğü denen bir etki olabilmektedir. STK çalışmaları, kurum dışına çıkarak sektör, bölge veya ülke bazında konulara farklı boyuttan bakma fırsatı verdiği için bireysel olarak iş hayatını besleyen bir özelliği olmaktadır. İlgili çalışmalarda farklı kurumlardan gelen katılımcılarla olan paylaşımlar da bu etkiyi güçlendirmekte ve bir anlamda basit bir benchmark yapılmasını sağlayabilmektedir. Bu durum ilgili STK’nın geniş bir vizyon ve işbirliği ruhu ile ilerlemesi durumunda çok güçlenmekte ve BEYSAD bu anlamda Türkiye’deki sayılı örneklerden biri diye düşünüyorum. Bu anlamda tüm paydaşlarımız için BEYSAD faaliyetlerine katılmanın önemli fırsatlar içerdiğini vurgulamak isterim.
Türkiye ekonomisinde her şey çok değişken. Türkiye’de başarılı, sağlam temeller üzerine kurulan bir şirket olabilmek için nelere dikkat etmek gerekir? Sanayi üzerine çalışacak girişimciler için neler önerirsiniz?
Türkiye’deki değişkenliğin fazla olması tüm kurum ve bireyleri daha çevik ve dinamik olmaya zorunlu tutmaktadır ve bu tecrübe ile uluslararası benzerlere göre aslında daha tecrübeli ve yetkin olunabilmektedir. Ancak son yıllarda Dünya’daki değişkenlik ve riskler de artıkça Türkiye’deki değişkenliğin ek etkisinin oluşturduğu risk ve kurumlarda yarattığı yükün karşılanması giderek zorlaşmaktadır. Bu anlamda Türkiye’de en kısa zamanda daha öngörülebilir bir yatırım ve iş ortamına geri dönülmesini öncelikle dilerim. Güncel durumda ise global ve Türkiye’de, değişkenliğin bileşik etkisi kurumlarda riskleri artırmaktadır. Bu nedenle kurumların risk yönetimi konusundaki inceleme ile tedbirlerini değerlendirmelerinde ve gelecek planlarında temkinli tarafta kalmalarında fayda olacaktır. Sanayi alanında çalışan kurumlar için özellikle arazi ile inşaat maliyetlerinin yükseldiği ve finansmana erişimin pahalılaştığı bu ortamda yeni yatırım kararlarını çok dikkatli vermelerini önemli görüyorum. Mümkün olan azami kaynakla yeni girişimlerinin ilk denemelerini yapmaları ve olumlu sonuçlara istinaden kademeli olarak derinleşmeleri uygun olacaktır.
Avrupa’nın en gelişmiş beyaz eşya sektörüne sahibiz diyebiliriz. Beyaz eşya sektörünü ülkemizin öne çıkan sanayi alanlarından biri yapan şey sizce nedir?
Türkiye’nin sanayi sektöründe güçlü yanları olan dinamik girişim ortamı, lojistik maliyetler için coğrafik konum avantajı ve güçlü iç pazar dinamikleri, özellikle Beyaz Eşya Sektörü’ndeki güçlü konumunun bugüne gelmesinde katkı sağlamıştır. Beyaz eşya özelinde ise Türkiye’de lider ana ürün üreticilerinin bulunması ve ekosistemi destekleyecek iş birliği vizyonu ve hacimsel kapasite sağlamaları kritik başarı faktörü olmuştur. Türkiye’deki tüketiciler için beyaz eşya ürünlerinin kültürel önemi ve yüksek beklentileri, iç pazarın geliştirici gücünü hep desteklemiştir. Ekosistemin gelişiminde ana sanayilerimizin katkısı ve Türk girişimcilerin gücü ile oluşan geniş yan sanayi ağı ve derin tedarik zinciri de beyaz eşya sanayiinin güncel durumda, önemli bir rekabet avantajını oluşturmaktadır. Türkiye’deki tüm paydaşlar global örnekleri inceleyerek Beyaz Eşya Sektörü’ndeki güçlü konumunu korumak için gerekli faaliyetleri sürekli değerlendirmelidirler. Bu anlamda BEYSAD’ın liderliğini yaptığı Strateji Belgeleri önemli katkı sağlamaktadır, tüm paydaşların katılımı ve sonuçlarını takip etmesini önemli görüyorum.
Son olarak, BEYSAD’a ve geleceğe bırakmak istediğiniz mesaj nedir?
Ülkemiz ve sektörümüz için yapılan bu bayrak yarışında emaneti devir alacak yeni kişi ve kurumlara her zaman ihtiyaç duyulmaktadır. BEYSAD’daki değerli çalışmaların sürmesi başta üyeler olmak üzere paydaşların gönüllü ve fedakar çalışmaları ile mümkün olmaktadır. Bu anlamda tüm paydaşlarımızı BEYSAD’a sahip çıkmaya, etkinliklere katılmaya ve uygun olan noktalarda görev almaya çağırmak isterim. Gelecek BEYSAD yönetimlerinin BEYSAD’ın kuruluş ruhunda yer alan ve güncelde yaşatılan sektörün küresel lider olması için ortak çalışma kültürüne sahip çıkacaklarına da gönülden inanıyorum.