Mutlu Metal İcra Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Gülesin Atalay ile söyleşi
Haziran 2021

Sizi tanıyabilir miyiz?
1981 İzmir doğumluyum. Lise öğrenimimi İzmir Özel Türk Koleji’nde tamamladıktan sonra Gazi Üniversitesi Fransızca ve İngilizce Öğretmenliği Bölümü’nden 2005 yılında mezun oldum ve ikinci nesil olarak Mutlu Metal Sanayi ve Ticaret A.Ş. bünyesinde çalışmaya başladım. Sırası ile; ithalat-ihracat, müşteri ilişkileri, satın alma, tedarikçi geliştirme, kalite yönetim sistemleri, insan kaynakları ve finans departmanlarında yönetim, denetim ve kaynak ihtiyaçlarının tespit edilmesi ve sağlanması konusunda aktif olarak görev aldım. 2017-2019 yıllarında Mutlu Metal bünyesinde başlattığımız Kurumsal Yönetim Projesine liderlik ederek stratejik planlama, yeniden yapılanma ve iş geliştirme gibi alanlarda firmamızın geçmişten gelen köklerini ve birikimini koruyarak gelecek için yapılanmasını ön planda tutan çalışmalar yaptım. 2019-2021 yılları arasında Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini yürüttüm. 2020 yılından bu yana İcra Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevime devam ediyorum.

TOBB Torbalı Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı ve TOBB Kadın Girişimciler İzmir İcra Kurulu üyesiyim. Türkiye Aile İşletmeleri Derneği’nde (Taider)  İzmir İl Temsilcilik Üyesi olarak ailede birlik işletmede sürdürülebilirlik sloganıyla gönüllü faaliyetler içerisinde yer alıyorum.

Türkiye Kalite Derneği’nde gönüllü olarak EFQM Modeli’nde ödül değerlendiriciliği; Üstün Performanslı Ekip Modeli Ödül Baş Değerlendiricilik yapıyorum. Sadece kendi şirketimizde değil Sivil Toplum Kuruluşları’nda da bulunmaya özen gösteriyorum.

Ekin, Yunus Beren ve Emre Eren adlarında 3 çocuk annesiyim.

İhracat oranlarınızdan ve en çok hangi ülkeye ihracat yaptığınızdan söz eder misiniz?
Mutlu Metal, kurucumuz ve Yönetim Kurulu Başkanımız Çimen Atalay tarafından 40 m2’lik bir atölyede zirai araçlar için boy menteşe imalatı yapmak üzere 4 kişilik bir ekiple 1980 yılında kuruldu.

Ana faaliyet alanımız olan züccaciye ve mutfak endüstrisi sektöründe tencere kulpları ve mutfak gereçlerinin tamamlayıcı aksesuarlarının üretimini yapıyoruz. Çeyrek asırdır ağırlıklı olarak Avrupa pazarı olmak üzere üretiminin %85’ini ihraç ederek ülkemize döviz kazandıran bir firmayız. Bu sektörde yer alan global tencere markalarının sadece tedarikçisi değil aynı zamanda proje ve çözüm ortağıyız. Mutlu Metal’in 40 yıllık geçmişinden gelen paslanmaz çelik soğuk şekillendirme kalıplarının tasarımı ve üretimi konusundaki uzmanlığı ile paslanmaz çelik kulp üretimindeki tecrübesini soğuk şekillendirme, kaynak ve yüzey işleme teknolojilerinde modern üretim yöntemleri ile destekleyerek firmamızın sektörel çeşitlendirme stratejisi doğrultusunda farklı sektörlerde de iş yapabilme yeteneklerini arttırdık. Bu strateji ile 2015 yılından bu yana buzdolabı kulpları imalatı ile Beyaz Eşya Sektörü’nde de yerimizi aldık. Aynı zamanda paslanmaz çelikteki bilgi birikimimiz ve denizciliğe olan ilgimizin de etkisi ile 2008 yılında oluşturduğumuz Mutlu Marine markamızla tekne ve yat firmalarına proje ortaklığı yaparak paslanmaz çelik tekne ve yat aksesuarları üretiyoruz.

Şu an İzmir Torbalı’da 9.000 m2 alana sahip fabrikamızda 3 ayrı sektörde üretimimize devam ediyoruz. %85 oranında özellikle Avrupa ülkelerine ihracat yapıyoruz.

Türkiye’de ekonomi ve kalkınmanın mihenk taşı olan aile şirketlerinin sürdürülebilirliği konusunda TAİDER (Türkiye Aile İşletmeleri Derneği) gibi sivil toplum kuruluşlarında ve kendi firmamızda projeler yürütüyoruz. Sürdürülebilir ve dengeli büyüme için kurumsal yönetim, yalın kültürel dönüşüm ve dijital dönüşüm projelerini kurum içinde eşzamanlı olarak hayata geçiriyoruz.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ni odağına alan; insana değer veren; bu anlamda stratejilerini, insan kaynakları politikalarını oluşturan ve hayata geçiren bir yönetim anlayışına sahibiz. Kadın çalışanlarımızın yetkinliklerini arttırarak onların karar verici pozisyona gelmesi konusunda çalışmalar yapıyoruz.

Pandemi döneminde yatırımlarımıza ve projelerimize ara vermeden devam ettik. 2018-2020 yılı stratejik amaçlarımızdan biri olan insan ve çevre odaklılık konusunda iki önemli çalışmayı tamamladık.

Bureau Veritas tarafından akreditasyonu tamamlanan ISO 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri belgelendirmemizi de gerçekleştirerek İSG, Kalite ve Çevre Yönetim Sistemlerimizin Entegre Yönetim Sistemi çatısı altında yönetimini sağladık. 2020 yılında Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi alarak işimizin sürekliliğini ve çalışanlarımızın sağlığını güvence altına almak üzere Yönetim Sistemlerimize ve iş süreçlerimize adapte ettik.

2020 Mart ayında alt yapı hazırlıklarını tamamladığımız Enerji Verimliliği Projemiz kapsamında fabrika binamızın çatısına Güneş Enerjisi Santrali kurarak fabrikamızda kullandığımız enerjinin %80’ini güneşten elde ederek çevre dostu bir firma olma yönünde ilerleme kaydettik. Bu projemiz kapsamında yatırım ve belgelendirmelerimiz devem edecek.

Mutlu Metal Ailesi olarak; müşterilerin ürünlerine değer katan ürünler üreten, müşterilerine Avrupa standartlarında bir servis ve hizmet deneyimi sunan, sosyal sorumluluk temel ilkelerini benimseyerek tüm çalışanlarına ve paydaşlarına karşı sorumluluk duygusu içinde hareket eden, etik değerlere bağlı bir firma olmayı ve bu şekilde sürdürülebilir ve dengeli büyüme ile milli bir değer olan firmamızı gelecek nesillere miras bırakmayı kendimize amaç edindik.

Firmanızın kurumsal ve organizasyon yapısı hakkında bilgi verir misiniz?
Mutlu Metal kurumsal ve organizasyon yapısından bahsetmem için geçmişte aile içi iletişimin sağlanmasına yönelik yaptığımız çalışmalara değinmem gerekir. İlk olarak 2010 yılında ailemizin kurumsallaşması temel amacıyla Aile Anayasası oluşturduk. Aile Anayasası ile şirket ve aile işlerini birbirinden ayırarak öncelikle ailenin kurumsallaşmasına odaklandık. Hemen sonrasında şirket içerisinde kurumsallaşma çalışması başlatarak şirketimizi profesyonelleştirecek ilk adımları da o yıllarda atmış olduk. Üretim, planlama ve kalite süreçlerine ağırlık vererek, firmamızın teknik departmanlarını tamamen profesyonel kadroya devrettik. 2018 yılında ise organizasyonumuzu yeniden gözden geçirerek mühendislik, entegre yönetim sistemleri, bilgi sistemleri, proje yönetimi ve stratejik pazarlama gibi fonksiyonları bünyemize kattık. Kurucumuz Çimen Atalay’ın en büyük arzusu olan Mutlu Metal’in nesillerden nesillere aktarılmasını sağlayacak kurumsal projeleri ekiplerimizle hayata geçirmek üzere çalışmalarımızı hızlandırdık. Şu anda geldiğimiz noktada; Mutlu Metal 200 kişiye istihdam sağlıyor. Özellikle Proje&Kalıphane ve Mühendislik Hizmetlerine ağırlık vererek; 3 Boyutlu Tasarım ve Modelleme süreçleriyle müşterilerimizin projelerine ve iş süreçlerine çözüm ortağı olarak hizmet veren bir yapıya kavuştuk.

2019 yılında kurucumuz Çimen Atalay ve ikinci nesil olarak şirketimizde Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini yürüten kardeşim Gülçin Atalay Tunç ile Mutlu Metal Yönetim Kurulu’nu profesyonelleştirerek firmamızın kurumsal gelişimi ve sürdürülebilirliği konusunda çalışıyoruz.

Sizi rakiplerinizden ayıran özellikleriniz nelerdir?
Bahsettiğim gibi biz güvene dayalı uzun işbirlikleri kurarak müşterilerimize proje ve çözüm ortaklığı yapıyoruz. Firmamızın kurumsal değerleri; saygı, tutarlılık, bütünsellik, sürekli iyileştirme, çift taraflı öğrenme, verimlilik, çeviklik ile tüm bunların odağına sistem ve insan odaklı yaklaşımı koymamız; bizleri rakiplerimizden ayıran temel nedenlerdir. Yaklaşık 25 yıldır özellikle Avrupa ile çalışmanın getirdiği iş disiplini ve Kurumsal/Teknolojik bilgi birikimi sayesinde yaptığımız işin en iyisini yapma gayretinde olmamız ve kültürümüzü de bu doğrultuda oluşturmamız bizi güçlü kılan yönlerimizdir.

Yeni yatırım ve Ar-Ge’ye yönelik çalışmalarınıza ilişkin bilgi alabilir miyiz?
Her yıl ciromuzun yaklaşık %10’unu yatırıma dönüştürüyoruz. Firma vizyonumuz yenilikçi ve özellikle dünyadaki teknolojik gelişmeleri yakından takip etme yönündedir. Son yıllarda özellikle robotik kaynak ve yüzey teknolojileri konusunda yaptığımız yatırımlarla üretim kapasitemizi ve verimliliğimizi arttırdık. Firmamız bünyesinde başlattığımız Yalın Yönetim Sistemleri ve Üretimden veri toplama projelerimiz ile özellikle inovasyon ve Ar-Ge ve tasarım konularında gelecek yıllarda önemli projeleri hayata geçirmeyi hedefliyoruz.  

Pandemi sürecine ilişkin yaptığınız çalışmalar; 2020 nasıl geçti ve 2021 için öngörüleriniz nelerdir?
Global olarak tüm kuruluşların pandemi ile birlikte yönetmesi gereken iki temel konu ortaya çıktı. İşin sürekliliğinin ve çalışanların sağlığının güvence altına alınması.

  • VUCA devri dediğimiz değişkenlik, belirsizlik, karmaşa ve muğlaklıkla karşı karşıya kaldık. Firmalar için ise bu ağır bir kurumsal dayanıklılık testi oldu.
  • Sağlığımıza odaklandığımız, üstelik sadece kendimizin ve ailemizin değil, çalışanlarımızın da sağlığından sorumlu olduğumuz, tek kişinin iyi olması değil, herkesin iyi olması ile iyileşebileceğimiz bir süreçten geçtik, geçiyoruz.
  • Önceki krizler finansal krizler iken pandemi ile insan kaynakları departmanlarının rolü ve bu krizde neyi nasıl yaptığı; nasıl sistematize ettiği önem taşıdı, taşıyor.
  • Kalite yönetim sistemleri gibi güvenli üretim yönetim sistemleri ortaya çıktı. Birinin anlık hatasının başkalarının hayatına mal olabileceğini gördük, görüyoruz.
  • Öz disiplinin ve empatinin önemi her zamankinden daha fazla önem kazandı.
  • Global tedarik zincirinde ciddi aksamalar yaşandı. Firmalar yüksek üretim ve navlun maliyetleriyle karşı karşıya kaldı. Özellikle ithal hammaddeye erişim ve nakliyesinde sıkıntılar yaşandı.
  • Şirket içinde mali disiplin, raporlama sistemi, izlenebilirlik olmaması, çoğu şirketin nakit akışını ve finansmanını zora soktu.
  • Kurum içi ve kurum dışı iletişimin, doğru bilgi paylaşımının zamanında yapılmasının, şeffaflığın ve samimiyetin ne kadar önemli olduğunu gördük.

2021 yılı ve sonrası için öngörülerim; şirketlerin kişilerden bağımsız sürdürülebilirliğine ve ihracata ağırlık vermesi olacaktır. Bunun için de güçlü ve çevik ekipler ve yönetişim sistemlerine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Virüs Kasım 2019’da Vuhan’da ortaya çıktığından bu yana kaç kez mutasyona uğradı, bildiğimiz bilmediğimiz varyantları var. Virüs bile değişim dönüşüm içerisindeyken, bizler de değişip dönüşürek tekamül ediyoruz.

Değişim dönüşüm ve devrimini gerçekleştiremeyen firmalar, bireyler, yöneticiler, sistemler, süreçler maalesef bir bir elenecek.
Şu an doğal bir elekten geçiyor her şey, herkes…
Bütünün iyiliğini düşünüp biz neden varız ve neye hizmet ediyoruz sorusuna kafa yoran şirketler, liderler, işverenler ve ekiplerin zamanı.
Ürettiğimiz ürünlerin süreçlerini, bunun sonucunda ortaya çıkan atıkların dönüşümünü yönetmek ve bizim içerisinde bulunduğumuz dünyaya olan borcumuzu nasıl ödeyeceğimizi düşünecek insanlar ve firmalara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Sanayi 4.0’ın Türkiye gelişimini nasıl görüyorsunuz? Bu yönde önçalışmalarınız, tedbirleriniz var mı?
Pandemi ile birlikte tüketici alışkanlıkları ve dünya genelinde demografik yapı ciddi bir değişime uğradı. Bu doğrultuda yeni gereksinimler ve davranışlar ortaya çıktı. Tüm bunları analiz ederek ve firmaların gelecek stratejilerini planlamaları gerektiğine inanıyorum. Sanayi 4.0 ‘ı konuşabilmemiz için önce Toplum 5.0’ı iyi anlamamız gerekir. Toplumun ve sistemlerin hazır olmadığı Sanayi 4.0’a Türkiye’nin geçmesi ve bu yönde gelişmesi için çok boyutlu engeller olduğunu düşünüyorum. Temel engeller, bu konuda yeterli finansman ve teşviklerin olmaması, yetkin personel eksikliği, sosyo-politik önyargılar ve toplumsal direnç diyebilirim. Ancak firmaların değer yaratan ürün, servis ve hizmetlerini dijitalleştirmeye odaklanmaları ve global anlamda rekabet ederek pazar paylarını arttırmaları mümkün. Firmamızın 2018 yılında oluşturduğu stratejileri doğrultusunda dijital dönüşüm projemizin 1. Fazı olan üretimden veri toplama projesini hayata geçirdik. Dijital dönüşüm ile zaman yönetimini etkin gerçekleştirmek mümkün. Çalışanlarımız da bu sayede Mutlu Metal’e düşünmeye ve fikir üretmeye gelecek. Sürekli iyileştirmeyi, gelişmeyi ve iş süreçlerini iyileştirip dönüştürecek takımlar oluşturmayı hedefliyoruz. Bundan sonraki süreçlerimizde de şirketimizde Ar-Ge ve inovasyon kültürünü yaygınlaştırmaya yönelik alt yapı çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

BEYSAD’a ilişkin görüşleriniz, BEYSAD’dan beklentileriniz nelerdir?
BEYSAD’ın 2021 Mart ayında yapılan Genel Kurulu’na katıldım. BEYSAD’ın yeni nesile liderlik eden ve herkese eşit oranda söz hakkı tanıyan; samimiyetin, işbirliğinin ve sinerjinin yüksek olduğu bir sivil toplum kuruluşu olduğunu düşünüyorum. Beyaz Eşya Sektörü’nde üyelerine ciddi katkıda bulunan bir ekosistemi var. Üyeler arasında ülkemizin ekonomisinin bel kemiği olan Aile Şirketlerinin de bir hayli fazla olduğunu gördüm. Aile şirketlerinin her zamankinden daha fazla sürdürülebilir büyümeyi sağlayacak yönetişim modelleri geliştirerek iş süreçlerine çevik bir şekilde adapte etmeleri, güçlü ekipleri bir arada tutacak insan kaynakları politikaları geliştirmeleri ve global tedarik zincirindeki değişim dönüşümleri takip edecek ekosistemler içerisinde yer almaları önem kazandı.

BEYSAD Ailesi’nin yeni üyesi olarak sizlerden beklentimiz firmamızın genlerinde olan yaşam boyu çift taraflı öğrenmeyi sağlayarak; ülkemizin adını global olarak Beyaz Eşya Sektörü’nde duyurmak ve bu oluşumun sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak. Ailenize bizleri de kattığınız için BEYSAD Yönetimi’ne ve tüm üyelere teşekkürlerimi, firmam adına iletmek isterim.

 

 

Üye Girişi