Gizemfrit Global Emaye Satış Direktörü Ahmet Madenli ile söyleşi
Eylül 2020

“Beyaz eşyaya değer katan yenilikçi emaye çözümleri”
“Dünya liderliğini hedefleyen Gizemfrit, antibakteriyel emaye üretimi gerçekleştiriyor”

Gizemfrit’in kuruluş hikayesini anlatır mısınız?
Gizemfrit, emaye frit üretimi yolculuğuna 1979 yılında bir aile şirketi olarak başlamış olup, 2015 yılında Türkiye’nin en büyük holdinglerinden Akkök Grubu’na katılmıştır. Kurumsal hayatın tüm gerekliliklerini yerine getirmiş profesyonel bir şirket haline geldikten sonra, dünyanın ikinci büyük emaye frit üreticisi konumuna gelmiştir. Önümüzdeki 5 yıla yönelik hedeflerini büyüten firmamızın varmak istediği nokta, dünya liderliğidir.

Emayenin tarihi ve kullanım alanları hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
Tarihçesi Mısır, Pers ve Çin’e kadar dayanan emaye; dekorasyon ve süsleme amaçlı kullanılmış bir kaplama boyası iken, günümüzde Beyaz Eşya Sektörü’nün vazgeçilmez çok özellikli ve dekoratif yüzey koruma boyası haline gelmiştir.

Emaye, bazı inorganik metal oksitlerin karışımından meydana gelmiş çözeltinin sac veya döküm yüzey üzerine tatbik edildikten sonra, bu oksitlerin erime sıcaklığında fırınlanması ile elde edilen, cam görünüşüne sahip katı bir maddedir. -50 C‘den 450 C’ye dayanımından kimyasal dirence, termal şok dayanımından sürtünme ve çizilmeye kadar birçok fonksiyonu bünyesinde barındırmaktadır. Yüzey kaplandıktan sonra kolay temizlenebilirliği, parlak ve yıllarca solmayan görünümü, çevre dostu olmasına ek, kompakt yüzeyi sayesinde üzerinde bakteri kolonisi, küf ve kirin yayılmasına da fırsat vermemektedir. Bu özellikleri sayesinde günümüzde beyaz eşyalar, züccaciye, sıhhi tesisat ve mimari paneller emayenin kullanım alanlarında sadece birkaçıdır.

Gizemfrit’in emaye üretimindeki yıllık miktarı ve bu alandaki yenilikçi çözümlerinden bahsedebilir misiniz?
Gizemfrit şu an itibarıyla yılda 36.000 ton emaye frit üretim kapasitesine sahiptir. Çevre dostu teknolojimizle, koronavirüs pandemisi nedeniyle hayli önem kazanacak antibakteriyel emaye üretimi gerçekleştiriyoruz. Hayvansal, tarımsal ve endüstriyel atıklardan yararlanarak gerçekleştirdiğimiz emaye üretimimiz, yine bu alandaki yenilikçi çözümlerimiz arasında.

Diğer yandan, özellikle yapı sektörü için UV ışınlarına dayalı dış cephe kaplama emayesi ve inşaat çelikleri için geliştirilen korozyona karşı emaye üretimimizle inovatif marka özelliğine sahibiz.

Koronavirüs pandemisi emaye üretimini etkiledi mi? Gelecek dönemde üretimde kapasite artırımı düşünülüyor mu?
Pandemi süreci, “Essential Product” diye tarif edilen, yaşamsal temel ihtiyaçların başında bulunan gıda ve ilaç sektörleri dışında, tüm sektörleri negatif etkilediğini söyleyebiliriz. Ağırlıklı olarak, Beyaz Eşya Sektörü’ne yarı mamul tedarik eden özel bir kaplama boyası üreten bir sanayi kuruluşu olarak, ana üreticilerin ekonomik daralmasının bizim gibi yan sanayileri de etkilediğini eklemem gerekir. Bununla birlikte, yurt içindeki yüzde 70'lik pazar payımızla beraber 60 ülkeye gerçekleştirdiğimiz ihracatımızda düşüşe de yol açtı. Ancak bu salgının bize yeni fırsatlar sunduğuna inanıyoruz. Önümüzdeki 5 yıl içerisindeki yapmak istediğimiz yurt dışı yatırımlar belki biraz daha yavaş ilerleyecektir ancak mevcut üretimimiz hala büyümemiz için gerekli kapasiteye sahip.

Gizemfrit’in pazar payı ve hedeflerini anlatır mısınız?
Türkiye’de pazar payını yüzde70’lere getirdikten sonra “Pazarımız artık tüm Dünya’dır” mottosu, Gizemfrit’in başarısının anahtarı olmuştur. Bugün 5 kıtada 60 ülkeye ihracat gerçekleştiren bir firma olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Yakalanan bu başarıdan daha zoru, elde edilen pazar payını korumak ve bunu daha ileriye götürmektir. Bu doğrultuda plan, strateji, tecrübeli çalışanlar, yenilikçi ürünler ve profesyonel yönetim Gizemfrit’in sürdürülebilir başarısının temel taşlarıdır.

Gizemfrit’in hedeflerini sıralayacak olursak;

  • “Dünya 60 değil 195 ülkeden oluşuyor” parolasıyla daha fazla ülkeye ihracat ve her ülkede var olmak,
  • Pandemi sürecinde yeni normale uyum ve tüm ülkelerin aldığı önlemler ile iş yapma modellerini yakından takip,
  • Çalıştığımız ülkelerdeki yerel organizasyon ağımızı geliştirmek,
  • Mevcut ekiplerimiz için değişen dünya şartlarına göre eğitimler düzenlemek,
  • Ürettiğimiz ürünün hijyen (anti-bakteriyel) özelliğini ön plana çıkarıp tıp merkezleri, ameliyathaneler ve gıda sektöründe farkındalık yaratarak iş geliştirmek,
  • Yurtiçindeki pazar payımızı artırmak için daha çok satış hizmeti ve daha çok teknik destek sağlamak,
  • Ar-Ge merkezimiz ile ortak projeler üretip global pazarlarda yıkıcı teknolojilerin öncülüğünü yapmak;

diyebiliriz.

Elbette ki bu saydıklarımız bilgisayarın tuşlarından çıkan cümleler kadar kolay değil ancak; ihracat tecrübemiz, kendini işine adamış çalışanlarımız, profesyonel yönetim tarzımız, sürekli büyüme refleksimiz ve sabrımız, zorlu geçecek 2020-2021 yıllarında umutlarımızı sürekli taze tutacaktır.

Gizemfrit’in ihracatında ilk 5’teki ülke ve ihracat oranları ile ilgili bilgi verir misiniz?
Gizemfrit olarak, net satışlarımızın yüzde 28’i yurt içinde gerçekleşiyor. İhracata baktığımızda ise, yüzde 23’lük bir Çin payı söz konusu. Çin’i yüzde 9’luk satış oranıyla İtalya takip ediyor. En çok satış yaptığımız ülkeler arasında bulunan ABD, Gizemfrit’in satışlarında yüzde 5’lik bir paya sahip. Bir diğer önemli pazarımız Polonya da yine aynı şekilde satışlarımızın yüzde 5’ini oluşturuyor.

Uluslararası satış ve müşteri ağını yönetmenin püf noktaları nelerdir?
Dünya üzerinde birçok iş yapma davranış ve kültürü olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Pazar araştırmaları, farklı ülkelerdeki iş ortaklarımızla düzenlenen toplantılar, üretimsel denemeler, ticari koşulların gereklilikleri, hukuki anlaşmalar derken satış ve teknik ekiplerin çok uluslu kültür ve iş yapma modellerine adaptasyon özelliği olan çok yönlü çalışanlardan kurulu olması gerekiyor.

Yapılan işin niteliğine göre ticari ve teknik beceri sahibi olmalarının yanı sıra, kurumsal firmalardan küçük işletmelere uzanan uygun satış becerilerine hakimiyet çok önemli. Bahsedilen müşteri gruplarında karşımıza her an çıkabilecek olan mavi yaka, beyaz yaka, tepe yönetici, patron unvanlarıyla birlikte, farklı kültür grupları, alışkanlıklar, gelenekler, sosyal hayat tarzları da uluslararası satışın bir parçası. İşte bunlara karşı hazırlıklı olmak ve uyum sağlama becerisi geliştirmek, kurumları başarıya ulaştıran olmazsa olmaz etkenlerin başında geliyor.

Küresel arenada, farklı iş modeli anlayışları ve yerel değişkenlere dair örnekler verebilir misiniz?

Örneğin,
Asya-Pasifik ülkelerinden pay almak istiyorsanız bir Çinli kadar güzel “chopstick” kullanabilmeli, Kuzey Amerika’ya satış yapmak istiyorsanız cebinizde inovatif merak uyandırıcı ürünler taşımalısınız.
Avrupa pazarına girmek istiyorsanız,
tüm kalite sertifikaları ve klasörlerce belgelerinizin hazır bulundurulması şart.
Ortadoğu ülkeleri ile iş yapmak niyetindeyseniz beşeri ilişkilerinizin üst düzeyde gelişmiş olması ve 24 saat ağırlama kültürüne sahip olmanız kaçınılmaz.
Latin Amerika ülkeleriyle ilgiliyseniz her tür ekonomik-politik dalgalanmaları absorbe edecek önlemlerinizin hal-i hazırda mevcut bulunması gerekiyor.
Afrika ülkelerinde var olabilmek için ise fiyata duyarlı ürünler geliştirmelisiniz.

Özetle, şirket kültürü ve çalışan özelinde sırasıyla global ve dünya vatandaşı olmak hem iç piyasada hem de ihracat pazarlarında bizleri vazgeçilmez kılar.

Gizemfrit, pandemi sürecini nasıl geçirdi?
Çağımızın vebası koronavirüs sürecinden biraz bahsetmek gerekirse, son 20 yılı mercek altına aldığımızda finansal krizler ve MERS, SARS, kuş gribi, domuz gribi vb. benzer salgın hastalıklar ile karşılaşılmasına rağmen bunların hiçbiri Covid-19 pandemisi kadar tahrip edici olmadı.
Gizemfrit önceki global krizlerden pazar ve ürün çeşitliliği stratejileri ve güçlü ihracat kası sayesinde büyüyerek çıktı. Müşteriye yakınlığı, sektör deneyimli satış/teknik ekibi, üretim ve Ar-Ge desteği dünya pazarlarının inişli çıkışlı grafik izlediği yıllarda dimdik ayakta kalmasını sağladı. Bu krizi diğerlerinden ayıran ana faktörün, seyahatlere sekte vurup insanları eve kapatması ve gerek tedarik zinciri ağını kopartarak gerekse de milyonlarca kişiyi çok kısa bir sürede işsiz bırakarak, global ekonomide şok etkisi yaratması olduğunu düşünüyorum. Özellikle bizim gibi reel sektörde olup da üretim tarafında endüstriyel denemeler yaparak müşteri geliştiren firmalar bu süreçte büyüme adına istediği adımları atmakta güçlük çektiler.

Normalleşme süreciyle beraber nasıl bir strateji belirlediniz?
Gizemfrit olarak, biraz önce de konuştuğumuz gibi reel sektöre yarı mamul ürün tedarik eden üretici bir firmayız. Hedeflerimizi yerine getirmek adına sıklıkla müşteri ziyaretleri yapan yerel ve yurt dışı ekiplerimizin hayatına telekonferanslar ile iletişim daha fazla girmeye başlasa da normalleşmenin sağlanmasıyla birlikte müşteri ziyaretleri ve teknik denemelerin hızlanacağı günleri sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu zor ve beklenmedik süreçte mevcut müşterilerimizin taleplerini uzak bağlantılarla hızlıca yerine getirmek dışında, tüm çalışanlarımızın gelişimine, pandemi sürecinde aldığımız önlemlere ve gelecek yıl stratejilerimize de odaklanmış durumdayız.

Zihinlere yerleşen “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” söylemini değiştirip
“Her şey çok daha iyi olacak”
parolasını şimdiden düstur edinmiş bir organizasyon olduğumuzu söyleyebilirim.

Üye Girişi