Yeni normalde sektörde ihracat hareketlenmesi ne yönde?
Covid-19 pandemisi, stratejik pazarlarımız dahil bir çok ihracat pazarını özellikle Mart ayında gerek sokağa çıkma yasakları, gerek AVM'lerin kapatılması nedeniyle oldukça yavaşlattı. Operasyonel anlamda süreçlerde gecikmeler de yaşadık. Covid-19 ve olumsuz etkilerinin iyiden iyiye hissedildiği Mart-Nisan aylarında durağan bir seyir izleyen ihracatımız, ağırlıklı online olarak yürüttüğümüz pazarlama aktiviteleriyle de Mayıs-Haziran aylarında hızlı bir toparlanmaya başladı aslında... Mayıs başı ve kontrollü normalleşmenin etkisiyle pazarlar tekrar açıldı ve cirosal anlamda yukarı yönlü bir ivmelenmeyle süreçler de hızlandı. Özellikle ülkelerde karantinaların kaldırılmasıyla uzun süredir kapalı olan satış kanallarının tekrar açılması ve tüketicilerin erteledikleri ihtiyaçlarını satın alması, satış noktalarındaki hacmi ve trafiği artırdı. Türkiye’nin tüm sektörlerdeki sanayi alt yapısı, Almanya’nın doğusundan Çin’in batısına kadar çok kuvvetli olduğu için ihracat potansiyelinin çok güçlü olduğunu düşünüyorum.
Arzum olarak yeni normale adapte olmak için neler yapıyorsunuz?
Bu dönemde tabii ki herkes gibi dikkatli ilerliyoruz; yatırımlara, yeniliklere devam ediyoruz. Pandemi sürecinin yaratmış olduğu zorlukları ve fırsatları doğru değerlendirerek çalışmalarımızı ve planlamalarımızı kaldığımız yerden ilerletiyoruz. Hatta tüketicilerimizle yeni koleksiyonlarımızı ve yeni ürünlerimizi buluşturmaya devam ediyoruz. Bu sürece yönelik olarak, insanların doğaya olan özlemlerini düşünerek Arzum Natura serisini çıkardık.
Pandemi döneminde etkisini hissettiren tüketici talep değişimlerinin ne kadarının devam edeciğini düşünüyorsunuz?
Tüketicilerin sağlıklı beslenme, bağışıklık sistemini destekleyecek gıdalar tercih etme, spor yapma, kişisel ve ev hijyeni konusundaki hassasiyet alışkanlıklarının “yeni normal” olarak tanımlanan dönemde de kalıcı olacağını tahmin ediyoruz. Aynı şekilde tüketicilerin alışveriş stratejilerini fonksiyon, fayda ve fiyata odaklanarak sürdürmeye devam edeceklerini öngörüyoruz. Pandemi döneminde ortaya çıkan sosyal ve çevresel duyarlılıkların, yani sürdürülebilirlik beklentilerinin kalıcı olacağını düşünüyoruz. Tüm bu hususlara dikkat ederek yeni ürünler ve hizmetlerle tüketicilerimizin yanında olacağız.
'Evde Kal'dığımız döneminde tüketiciler bir çok ihtiyacını e-ticaret üzerinden gerçekleştirdi. Küçük ev aletleri sektöründe e-ticaret ne kadar aktif?
E-ticaret yatırımlarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi pandemi. Küçük Ev Aletleri Sektörü e-ticaret'te zaten oldukça aktif. Tüketiciler bu konuda çok açık. Covid-19 sürecinde tüketicilerde sosyal izolasyon koşullarında ortaya çıkan çoklu kanal kullanımı ve e-ticaret üzerinden alışverişler büyük boyutlara ulaştı. Bu konuda şanslı bir sektördeyiz ancak biz de yıllardan beri off-line yerine online’a yatırım yapan markalardan olduk. Bugüne dek yapmış olduğumuz yatırımların meyvesini bu dönemde aldık. Arzum App üzerinde duruyorduk uzun süredir. Tam bu dönemde çalışmalarımızı tamamladık ve geçtiğimiz aylarda tüketicilerimizin kullanımına açtık. Bu konudaki yatırımlarımıza da hız kesmeden devam ediyoruz. Mesela kısa bir süre önce e-ticaret kanalımıza özel bir araç filosu kurduk. Taleplerin bir anda yükseldiği dönemlerde lojistik anlamdaki aksamaların önüne geçeceğiz bu filo ile.
Türkiye'nin konumunu baz alarak, markalarının bu dönemden sonra odaklanması gereken konu başlığı nedir sizce?
Türkiye, 3 kıtaya olan yakınlığı ve 3 tarafının denizlerde çevrili olması nedeniyle bizi lojistik anlamda da önemli bir yere taşıyor. Ek olarak bölgenin hem karayolu hem de havayolu taşımacılığında yine en kuvvetlisi olarak ön plana çıkıyor. Dolayısıyla lojistik ve üretim gücü anlamında, önümüzdeki yıllarda olumlu olarak oldukça gelişeceğini düşünüyorum. Stratejik olarak ise geçmişten gelen kültürel değerlerimizi ön plana çıkartan çalışmalar yapmayı önemli buluyorum; örneğin Türk kahvemizi 2013 yılının Aralık ayında UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne aldırdık. Bunun yanında teknolojiye de yatırım yaparak geçmişten gelen gücümüzü geleceğe de hazırlamamız gerektiğini düşünüyorum.