Değerli BEYSAD Okurları,
Uzun zamandır gerçekleştirmek istediğim bir röportajı şu an sizlerle buluşturabiliyor olmanın büyük onurunu yaşıyorum. Arçelik Satınalma Direktörü Sayın Hakan Kozan ile ilk tanışmamız 2017 Eylül ayında G. Afrika’ya yaptığımız seyahat sırasında Defy ziyaretimizle oldu. Sabahın erken saatlerinde fabrikaya giriş yaptığımız sırada kimiz, nerden geldik diye anlatmak üzere bir yetkiliye yönelmişken; yukarı merdivenlerden, eşsiz enerjisi ile Hakan Bey indi… O anda kim olduğunu bilmeyip sonra da öğrenince, enerjisinden ve dinamizminden etkilenmemek mümkün değilken, tevazusu da bizleri son derece etkiledi açıkçası… O zaman bilmeyip, birkaç hafta sonra kendisinin İstanbul’a geleceğini duyunca da elbette çok mutlu olduk ve hemen İstanbul’daki yeni görevi için hayırlı olsun ziyareti ricamızı ilettik. Daha gelmemiş olmasına rağmen, geldiği ilk hafta için bizlere randevu verdi. Hem bu güzel hikayedeki tüm desteği hem de bunca yoğunluk içerisinde bu röportaj desteği için kendisine sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.
Sayın Hakan Kozan bize kısaca kendinizden ve bu zamana dek geçen iş yaşamınızdan bahseder misiniz?
Lisans eğitimimi 1993 yılında ODTÜ Makina Mühendisliği Bölümü’nde, MBA eğitimimi Bilkent Üniversitesinde 2013 yılında tamamladım. İş yaşamıma 1993 yılında Arçelik Bulaşık Makinasında Üretim Takım Mühendisi olarak başladım. 2005 yılında Üretim Yöneticisi, aynı yılda Arçelik Rusya Fabrikasına Üretim Mühendisliği Yöneticisi ve 2008 yılında da fabrika direktörü oldum. 1 yıl sonra tekrar Türkiye’ye döndüm ve Arçelik Bulaşık Makinası Fabrikasına direktör görevime devam ettim. 5 yıl sonra Güney Afrika fabrikalarımızdan sorumlu Ülke Müdürlüğüne ve nihayetinde 2017 Eylül ayında Türkiye’ye dönerek Arçelik Satınalma Direktörü oldum. Buradan da anlaşılacağı üzere üretimden başlayarak farklı süreçlerde yöneticilik yaptığım söylenebilir.
Başarınızın sırrı nedir? Çalışma şekliniz ve ilkelerinizden bahseder misiniz?
Arçelik gibi kurumsal ve global şirkette seçkin ekip üyeleriyle çalışma fırsatı bulmak öncelikle kurumsal başarıyı, ardından da takım ve bireysel başarıyı getiriyor. Bunun dışında yaptığım işi sevmek, şirketime bağlı ve ilk günkü heyecanla 25 yıldır çalışıyor olmak beraberinde yüksek enerji ve motivasyonu sağlıyor.
Beyaz eşya sektörünün Türkiye’de geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu gelişmede Arçelik nerede duruyor?Beyaz Eşya Endüstrisi, Türkiye’nin öncü olduğu alanlardan bir tanesi. Endüstrimiz, tasarımını gerçekleştiren, teknolojisini geliştiren, markalı olarak büyüyen, bunun yanında çevreye duyarlı, enerji tasarrufu konusunda dünya lideri ürünleri ve üretim yöntemleri kullanan bir konumda. Yıllık yaklaşık 25 Milyon adet üretim kapasitesi ile Avrupa’nın en büyük üretim üssü. Sektördeki üretimin %75’i yaklaşık 150 ülkeye ihraç ediliyor. Sektör ana sanayi, yan sanayi ve diğer tedarikçileriyle 120.000 çalışanı istihdam ediyor. Beyaz Eşya Sektörü’nün, ileri taşıyacak adımlar atması için Ar-Ge yatırımına hız kesmeden devam etmesi, gelişmiş üretim teknolojilerini benimsemesi ve geleceğin bağlı ve akıllı ürünlerine odaklanarak dönüşümü gerçekleştirmesi gerektiğine inanıyoruz. Ev teknolojilerinde Türkiye’nin lider, Avrupa’nın önde gelen şirketi olan Arçelik, dünya çapında 30 bin çalışan, Türkiye, Romanya, Rusya, Çin, Güney Afrika, Tayland ve Pakistan’da olmak üzere 18 üretim tesisi ve 11 marka ile 145 ülkede ürün ve hizmet sunmakta. Kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin ilk buzdolabı, ilk çamaşır makinesi, ilk kurutma makinesi, Telve ile ilk Türk kahvesi makinesi gibi ilkleri Türk tüketicisiyle buluşturan Arçelik, bugün dünyanın en verimli, en hızlı, en sessiz ve en az kaynak tüketen beyaz eşyalarını geliştiriyor. “Dünyaya Saygılı, Dünyada Saygın” vizyonumuz doğrultusunda, sürdürülebilirliği ve verimliliği ön planda tutarak geliştirdiğimiz enerji tasarruflu ürünlerle dünyanın geleceğine katkıda bulunmayı hedefliyoruz. 26 yıllık geçmişe sahip Ar-Ge gücümüzle ileri teknoloji ve yüksek kaliteye sahip ürünlerimizi tüketicilerimizle buluşturuyoruz. Tüketiciyi iyi anlamak, tasarımda fark yaratmak, ileri teknolojiye entegre olmak ve Ar-Ge’de atılım yapmak bizim başarımızın en önemli unsurları. Global yolculuğumuzda, çalışanlarımız, yetkili satıcılarımız ve servislerimiz, tedarikçilerimiz ve iş ortaklarımız ile birlikte değer yaratmaya devam edeceğiz.
Sizin farklı ülke tecrübelerinizden de yararlanmak isteriz. Türkiye ile yurtdışı beyaz eşya sanayiini karşılaştırır mısınız?Beyaz Eşya Sektörü’nde Türkiye dünyada önemli bir konuma sahiptir. 2017 yılında 25,7 milyon beyaz eşya satışı gerçekleşirken, sektörün büyümesi %7.3 civarında olmuştur. Aynı yıl ihracattaki artış %6 oranında gerçekleşmiştir. Sektör üretiminin %75’ini ihraç etmektedir. Beyaz Eşya Sektörü’nün en fazla ihracat gerçekleştirdiği ilk 5 ülkenin (İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya) toplam ihracat içindeki payı %49,9’dur. Sektördeki firmalar bugün kendi teknolojisini üreten kendi tasarımını kendi markası altında pazarlayan, Avrupa’nın üretim üssü olmanın yanında çevreye duyarlı, enerji tasarrufu konusunda dünya lideri ürünleri ve ileri teknoloji üretim yöntemleri ile rekabetin önde gelen firmaları arasında yer almışlardır. Sektörün kurucusu ve lideri konumundaki Arçelik bugün yurtiçindeki modern üretim tesislerinin yanında Batı Avrupa’dan Çin’e, Rusya’dan G. Afrika’ya, Pakistan’dan Tayland’a kadar geniş bir coğrafyada yaptığı yatırımlarla, kendi markasıyla pazarladığı ürünleriyle dünya çapında oyunun kurallarını belirleyen aktörlerden biri konumuna gelmiştir. Ürünlerimizin teknoloji seviyesi ve yenilikçi özellikleri açısından da Batılı ve Uzakdoğulu rakiplerimizle en üst düzeyde rekabet edebiliyoruz. Arçelik olarak sadece Türkiye’de değil, yurtdışı birçok pazarda lider konumda olmamız da bunun bir göstergesidir. Ar-Ge çalışmalarımız bizi rekabetteki ürünlerden farklılaştıran ileri teknoloji ve yüksek kaliteye sahip ürünleri daha uygun maliyetlerle tüketicilerimize sunmamıza olanak sağlamaktadır. Arçelik'in bugün global bir oyuncu olarak 6 kıtada 145 ülkede ürünlerini satabiliyor olmasının arkasında 26 yıllık Ar-Ge birikimi ile kendi patentli ürünlerini, teknolojilerini geliştirebiliyor olması yatmaktadır.
Arçelik’in Türkiye ve dünyadaki tesisleri nerelerde ve oralarda neler üretiliyor?
Arçelik; Türkiye, Rusya, Çin, Güney Afrika, Romanya, Pakistan, Tayland’da üretim tesislerine sahiptir. Türkiye’de; ana beyaz eşya gruplarının tümü, klima, TV, yazarkasa POS ve Türk kahvesi makinesi üretimi gerçekleştirirken, Çin’de çamaşır makinesi, Romanya’da buzdolabı, Rusya’da soğutucu ve çamaşır makinesi, Güney Afrika’da soğutucu cihazlar ve pişirici, Tayland’da buzdolabı, Pakistan’da soğutucu cihazlar, pişirici cihazlar, çamaşır makinesi ve klima üretimi gerçekleştirmektedir.
Arçelik’in uzun vadeli hedeflerinden söz eder misiniz? Yan sanayinizin de yeni gelişmelere açık olabilmeleri için yeni ürün gamı projelerinizden de bahseder misiniz?
Yeni coğrafyalarda büyümeye devam etmeyi hedefliyoruz. 1,3 milyar nüfusu ile dünyanın en büyük ikinci ülkesi Hindistan’ın köklü şirketlerinden Tata Grubu bünyesindeki Voltas ile ortak girişim kurmak için 2017 yılında anlaştık. Hindistan gibi yüksek potansiyele sahip bir pazara girerken, sadece üretim yapmakla kalmayacak; bilgi birikimi, mühendislik, Ar-Ge ve teknoloji gücümüzü de bu pazara taşıyacağız. Ticari faaliyetlerimize yakında başlamayı, buzdolabı fabrikası yatırımımızı ise yine yakın gelecekte gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Yeni endüstri devriminin öncü uygulamalarını hayata geçireceğimiz Romanya çamaşır makinesi fabrikamızın temellerini geçtiğimiz yıl içinde attık. Geleceğin dijital fabrikalarından biri olma özelliği taşıyacak tesisimiz bu yıl sonunda faaliyete başlayacak. 2018 yılında Güneydoğu Asya’da dağıtım ağımızı genişleterek ciro büyümemizi güçlendirmeyi amaçlıyoruz. ABD pazarında ise Beko ile daha geniş müşteri kitlesine hitap edecek ürünlerimizin sayısını artırmayı hedefliyoruz. Ankastre ve üst segment ürün pazarına da güçlü şekilde odaklanacağız. Hedeflerimize ulaşmak için inovasyon ve teknolojiyi odağa koyarak çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Bu topraklardan çıkan ve tüm dünyayı memleketi yapan gerçek küresel bir şirket olma vizyonuyla, ülkemizin rekabetçi gücünü artırmak ve ileri teknoloji ihracatını artırmak amacıyla yatırımlarımız ve projelerimizi hayata geçireceğiz.
Arçelik’in sürdürülebilir gelişim, inovasyon ve enerji verimliliğini çok önemsediğini biliyorum. Bu konudaki yeni gelişmeler hakkında bilgi verir misiniz?
Avrupa’dan Asya’ya, Afrika’dan Kuzey Amerika’ya kadar küresel ölçekte faaliyet gösteren bir şirket olarak çevreye karşı sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Küresel ısınmaya karşı uluslararası çabalardaki öncü rolümüzü Bilim Temelli Hedefler Girişimi’ne taraf olarak pekiştirdik. Üretimden kaynaklanan sera gazı emisyonlarımızı 2010 yılından bu yana yarı yarıya azalttık. Yeşil enerji kullanım oranımızı aynı dönemde %1’den %88’e yükselttik. Yeni girişimle belirlediğimiz adımlarla, üretimden kaynaklanan sera gazı emisyonlarımızı daha da azaltmaya söz veriyoruz. 21’inci yüzyılın lider şirketleri yeşil teknolojiyi kucaklayanlar, enerji verimliliğine yatırım yapanlar olacak. Dünyanın geleceği için daha fazla işbirliğini, yatırımı, inovasyonu hayata geçirmeyi ve daha fazla hanede dönüşüm sağlamayı hedefliyoruz.
Ar-Ge faaliyetlerinizden söz eder misiniz?
Arçelik’in başarısının arkasında 26 yıllık Ar-Ge tecrübesi ile birlikte genetik kodlarımızda yenilikçilik anlayışı yer alıyor. 1990’lı yıllarda Ar-Ge faaliyetlerimize yaptığımız yoğun yatırımların meyvelerini topluyoruz. Bugün geldiğimiz noktada global Ar-Ge ağımızda 1300’den fazla araştırmacımızla dünya için öncü teknolojiler geliştirme vizyonuyla faaliyet gösteriyoruz. Açık inovasyon ortamında, öncü teknolojiler ve rekabetçi uygulamalar geliştirebilmek için yaklaşımlarımızı sürekli iyileştiriyoruz. Yenilikçi fikirlerin sistematik olarak değerlendirildiği ve daha hızlı sonuçlandırıldığı platformlar yaratıyoruz. Ar-Ge kaynaklarımızın yanı sıra; üniversiteler ve araştırma kuruluşları ile yaptığımız teknoloji geliştirme çalışmaları ve yoğun iş birlikleri sayesinde çok yönlü hareket edip daha hızlı sonuçlar alabiliyoruz.
Ar-Ge ve inovasyon yolculuğumuzda ilk patent başvurumuzu yaptığımız 90’lı yıllardan bu yana başarılarımızı istikrarlı şekilde artırdık. Bugün 5 ülkede 14 Ar-Ge ve Tasarım Merkezi’nde 3000’e yakın üzerinde buluşa imza atarak farklı coğrafyalardaki tüketicilerin yaşamlarına değer katacak ürünler geliştiriyoruz. Dünya Fikri Haklar Örgütü’nün (WIPO) listesinde son olarak dört basamak tırmanarak 74’üncü sıraya ulaşmamız, yenilikçilik vizyonumuzu güçlü şekilde ortaya koyuyor. Yılda 300’den fazla buluşumuz için patent başvurusu yaparak global teknoloji devlerinin yer aldığı bu listede ülkemizi temsil etmekten gurur duyuyoruz. Global Ar-Ge ağımızı genişletmeye ve ekosistemimizi kuvvetlendirmeye devam edeceğiz. Sektörümüzde dünyanın en yenilikçi ürünlerini geliştirerek, gelecek yıllarda daha üst sıralara yükselmeyi hedefliyoruz.
Ar-Ge ve teknoloji geliştirme çalışmaları sonucunda rekabette fark yaratacak, müşteriye değer katan, öncü, yenilikçi ve çevreye duyarlı ürün ve çözümleri sunma yeteneğinin arttırılması ana hedeflerimiz arasındadır. Bu hedefe yönelik olarak, yeni teknolojilerin izlenmesi ve teknoloji üreten uzmanlıkların geliştirilmesi; katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesi için ulusal ve uluslararası kuruluşlar ile işbirliği içerisinde olunması ve geliştirilen teknolojilerin fikri haklarının korunması ile rekabette avantaj sağlanması, en temel Ar-Ge stratejilerimiz olarak göze çarpmaktadır.
“Dünya’ya Saygılı, Dünya’da Saygın” vizyonumuz doğrultusunda ürünlerimizin enerji, su tüketimi, ses gücü düzeyi gibi çevresel etkilerini azaltmaya yönelik yaptığımız çalışmalar Ar-Ge faaliyetlerimiz arasında çok önemli bir paya sahiptir. Türkiye'de ve Dünya pazarlarındaki tüketicilerimize bu anlamda her sene En’leri ve İlk’leri sunmaya devam ediyoruz. Rekabetçiliğimizi sürdürebilmek adına ürünlerimizde kaliteden ödün vermeden maliyetlerimizi azaltmaya yönelik yaptığımız Ar-Ge çalışmalarımız da Ar-Ge proje portföyümüzde önemli bir yer tutmaktadır. Dijital gelecek için yatırımlarımıza devam ederken demografik, teknolojik ve çevresel gelişmeleri de yakından izlemekteyiz. Bu doğrultuda kullanıcı ara yüzleriyle öne çıkan, sağlıklı yaşam tarzlarına hitap eden ve ses kaliteleriyle de üstün, hızlı ürünlere odaklanmaktayız. Pazar analizleri ile öğrendiklerimizi ürünlerimize yansıtarak değişik coğrafyalardaki kullanıcılarımızın yaşamlarına değer katacak tasarım ödüllü, yenilikçi ürünleri yaratıyoruz. Arçelik satış gelirlerinin %60’ına yakınını yurtdışı satışlardan elde eder konumdadır. 2018 yılında da Ar-Ge ve İnovasyon yatırımlarımıza hız kesmeden devam ederek, konsolide gelirimizin içindeki ihracat payını artırarak devam etmeyi hedeflemekteyiz.
Arçelik’in tüm tesisleri için satınalma işlemlerinin tamamı Türkiye’den mi yürütülüyor? İşleyiş nasıl?
Arçelik A.Ş. Satınalma, global ihtiyaçlar ve Arçelik’in üretim ağının genişlemesine paralel olarak Türkiye’de merkezi olarak yapılanmış, 8 farklı ülkede satınalma ofisi ve 200 personeli olan dinamik bir organizasyon yapısına sahiptir. Şu anda 53 farklı ülkedeki kaynaktan malzeme tedarik edebiliyoruz.
Satınalmanın merkezi yönetiminde, ölçek ekonomisinden ve uzmanlıklardan faydalanmak amacıyla kategori bazlısatınalma organizasyonu oluşturulmuştur. Kategori sorumluları bir yandan yönettikleri kategoride uzmanlaşırken diğer yandan maliyet iyileştirme projelerini ve müşteriler nezdinde değer yaratan projeleri hayata geçirmektedirler. Çevre ile ilgili yönetmelikler, emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar, hem yerel hem de küresel ölçekte yaşanan ekonomik değişimler ve gümrük mevzuatındaki değişiklikler başta olmak üzere, maliyetleri etkileyebilecek tüm unsurlar satın alma organizasyonu tarafından etkin şekilde takip edilmektedir.
Arçelik’in satınalma süreçlerinde yan sanayilerinden en büyük beklentisi / kriterleri nelerdir? Satınalma süreçleri nasıl yürütülüyor?
Günümüz rekabet ortamında sürdürülebilir pazar payı için işbirliği içinde maliyetleri düşürmekten başka çaremiz kalmadı. Dolayısıyla tedarikçilerimiz de maliyetleri düşürme metotları ile ilgili farkındalık yaratmak zorundadır. Buna ilave olarak, Endüstri 4.0 uygulamaları yaygınlaşmakta, teknoloji hızla değişmekte, çevreye ve insan haklarına duyarlılık bilinci artmakta ve tüketici beklentileri farklılaşmaktadır. Bu nedenle tedarikçilerimizin de bu değişime ve büyümeye bizimle birlikte ayak uydurabilmesi için gerekli altyapı eksikliklerinin geleceğe yönelik tespiti ve giderilmesi için gayret sarf etmelidir. Bizler de bu konularda Yardımcı Sanayi Geliştirme Bölümümüz ve farbrikalarımızdaki kalite, çevre ve üretim sorumlularımızla tedarikçilerimize olabildiğince destek olmaya çalışıyoruz. Ayrıca tedarikçilerimizin tasarım ve inovasyon konularında bizlerle işbirliği yapmalarını teşvik ediyor ve her zaman uzun vadeli çalışma içinde olmalarını bekliyoruz.
Tedarikçilerinizle ortak çalışmalar yapıyor musunuz, hangi aşamalarda?
Öncelikle Yardımcı Sanayi Geliştirme Bölümümüzün tedarikçilerimizle yapılan verimlilik projeleri ile kazan-kazan prensibi çerçevesinde geliştirme sağlanmakta, tedarikçilerimizle bilgi alışverişini güçlendirmek için de “İnovasyon Günleri” düzenlenmektedir. Buna ilave olarak rekabette fark yaratacak ortak tasarım projeleri yürütüyoruz.
Üniversitelerle işbirliği yaparak tedarikçilerle inovasyon günleri organize ediyoruz, bunu da Arçelik’in yeni nesil Ar-Ge Merkezi Arçelik Garage’da yapıyoruz. Buradaki amacımız inovasyon konularında tedarikçilerimizi biraz daha hareketlendirmek ortak tasarım ve proje çalışmalarını arttırmaktır.
Ayrıca tedarikçilerimizin önerilerini, yeni fikirlerini ve ürün yol haritalarını Şirket ile paylaşmaları için inovasyon ve teknoloji günleri organize ediyoruz.
Beklentilerinizi sanayicilerinize nasıl aktarıyorsunuz? Yan sanayinizi, özellikle Türk yan sanayisini nasıl destekliyorsunuz?
Tedarikçilerimiz, tedarikçi portalı ve Arçelik A.Ş. kurumsal web sitesinden satınalma beklentilerimizi görebilmektedir. Fakat bu konuda en önemli iletişim aracımız organize ettiğimiz tedarikçi günleridir. Burada hem uzun ve kısa vadedeki sektördeki trendleri hem de tedarikçilerimizin alması gereken önlemleri daha iyi vurgulama şansı buluyoruz.
Yardımcı Sanayi Geliştirme Bölümümüz 2017 yılında tedarikçilerimize destek amaçlı bin’in üzerinde ziyaret gerçekleştirmiştir. Yine 2017 yılında bu bölümümüz kalite, üretim teknolojileri ve üretimde verimlilik konularında birçok eğitim vermiş ve toplamda 232 katılımcıya ulaşılmıştır. Ayrıca 2018 ilk çeyrekte fabrikalarımızın olduğu tüm illerimizde tedarikçilerimizle bir araya gelerek fırsatlar, tehditler, beklentilerimiz ve Endüstri 4.0 konularında son dönem gelişmeleri içeren sunumlar yapıp karşılıklı fikir alışverişi yapma fırsatımız oldu.
Şimdi özellikle tedarikçilerimizin teşviklerden daha fazla yararlanmaları amacıyla Ar-Ge ile bir çalışma başlattık. Amacımız tedarikçilerimizi ortak çalışmaya ve tasarıma teşvik etmek.
Arçelik için, yurtdışından üretim yapmak üzere gelen yabancı tedarikçileriniz var mı?
Yakın zamanda çalışmasının tamamladığımız ShinHeung firması örnek verilebilir. Türkiye’den tedarik edemediğimiz bir parçayı Kore’li olan bu tedarikçimizden tedarik ediyorduk. Türkiye’de üretim yapmaları için ikna ederek üretim tesisi kurdurduk. Gerek firmanın "know-how'ı", gerekse kısa sürede kurulum yapabilmiş olmaları hem bölgedeki rekabeti arttırıp daha iyi fiyat seviyelerimizi yakalamamızı hem de yardımcı sanayilerimizde olması gereken otomasyon seviyesine bir örnek teşkil etmiştir.
Arçelik fabrikalarının yerli ve yabancı ürün kullanım oranları nelerdir? Yerlileştirmenin artırılması için neler yapılabilir?Tüm yurtiçi/yurtdışı üretim yerlerinin Türkiye’den alımlarının, toplam alımlarımıza oranı yaklaşık %44 dür. Yerli tedarik ile ilgili sayısal bir hedefimiz olmamakla birlikte, yerli alımların bizlere sağladığı faydalar dikkate alındığında önceliğimizi yerli üretime vermekteyiz.
Küresel rekabet ortamına baktığımız zaman, ucuz maliyete ve de özellikle ucuz işgücüne dayalı bir rekabette şansımızın olmadığı görülmektedir. Türkiye’deki üreticilerin hedefi, özel bilgi ve beceriye dayalı, katma değeri yüksek bir üretim yapısına geçiş olmalıdır, sanayi politikaları bu doğrultuda tasarlanmalıdır. Biraz önce vurguladığım gibi, tedarikçilerimizle ortak Ar-Ge çalışmaları yaparak rekabette fark yaratacak parçaları Türkiye’de üretme konusuna önem veriyoruz.
Tedarikçilerinizle ilgili politikalarınız nelerdir, verebileceğiniz mesajlarınız var mı?
Tedarikçilerimiz için hazırladığımız bir Sorumlu Satınalma Politikamız var. Bu politikamızda genel olarak, tedarikçilerimizin Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne, çevreye, kendi çalışanlarının haklarına ve yasalara uymalarını bekliyoruz. Tedarikçilerimize adil müzakere için şeffalık, tarafsızlık ve uyum vaad ediyoruz. Tedarikçilerimizin devreye alınmasından performanslarının değerlendirilmesi ve denetlenmesine kadar tüm süreçlerde tedarikçilerimizi gelişimi için çaba gösteriyoruz. Tedarikçilerimizin, şirket vizyonumuzun gerçekleştirilmesinde en önemli aktör olduklarının farkındayız.
BEYSAD’la ilgili görüşleriniz ve BEYSAD’dan beklentileriniz nelerdir?
Türkiye’deki Beyaz Eşya Yan Sanayi Sektörü’nün tüm sektörlere ve Türkiye ekonomisine katkısı tartışılmaz. Bu grubun ortak hareket etmesi gereken, iletişimde ve etkileşimde olması gereken konular var. BEYSAD’ın bu konulardaki rolünü önemsiyor ve olabildiğince katkıda bulunmaya çalışıyoruz.
Bildiğiniz üzere tedarikçilerimizin üretimlerinde çevreye etkisi ve çalışanlarının çalışma koşulların iyileştirilmesi konusu önemli gündem konularımızdan birisi. Bu konuda tedarikçilerimize çevre, iş sağlığı ve etik denetimleri de gerçekleştiriyoruz. Bu konuların da ortak platfomlarda dile getirilmesinin faydalı olacağınız düşünüyoruz.