Deka Elektroteknik Ar-Ge Yöneticisi Sayın Ömer Bostan ile söyleşi
Haziran 2017

Değerli BEYSAD Okurları;

Bu sayımızda sizleri bir başarı hikayesi ve bu başarının mimarlarından birisiyle tanıştırmak istedik. DEKA Elektroteknik bir Ar-Ge Merkezi’ne sahip oldu. Yoğun çaba ve emek vardı bu işte. Sizlere de öngörü olması amaçlı bu konudaki yetkilisi Ar-Ge Yöneticisi Sayın Ömer Bostan’dan bazı soruların cevaplarını istedik ve kendisi büyük bir titizlikle bizleri bilgilendirdiler. Ayrıca DEKA Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Atilla Eren de, bu şirket vizyonunun nasıl geldiğine ilişkin kısa da olsa bizleri kırmayıp, görüşlerini aktararak sayfalarımıza konuk oldular. DEKA ekibini can-ı gönülden kutluyor, başarılarıyla gurur duyduğumuzu ifade etmek istiyor ve elbette bu titiz çalışma için teşekkür ediyoruz. Umuyoruz ki bu yazı, pek çok üyemizi cesaretlendirecek ve yeni Ar-Ge merkezleri kurulum kararlarına yol açacak…

Sizi tanıyabilir miyiz?
Merhaba, Ben Ömer Bostan, 2001 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Marmara Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’nde Yüksek Lisansımı tamamladım. 2003 yılından bu yana DEKA Elektroteknik A.Ş. bünyesinde çalışmaktayım. 14 yılı bulan çalışma süremde Ar-Ge Mühendisi, Üretim Sorumlusu, Kalite Sistem Yöneticisi olarak firmama hizmet ettim. Şu anda da Ar-Ge Yöneticisi olarak çalışmaktayım.

Deka firmasına ve yaptığı çalışmalara ilişkin bilgi verir misiniz? Hangi sektörlere hizmet veriyorsunuz?
DEKA Elektroteknik San. ve Tic. A.Ş., 1993 yılında Beyaz Eşya sektörüne elektromekanik komponentler üretmek üzere kurulmuştur. Profesyonel yönetim tarzı, müşteri odaklı düşünme sistemi ve toplam kalite yönetimi anlayışını benimsemiştir. DEKA bugün, yurtiçi ve yurtdışında sektörünün lider üreticisi konumuna ulaşmıştır.

Çayırova/Kocaeli’de 10.000m² ve Manisa Organize Sanayi Bölgesinde 5.000m² olmak üzere iki üretim tesisinde müşterilerimize hizmet vermekteyiz. Küresel büyüklükteki beyaz eşya üreticisi markalara kablo, fişli kablo ve kablo gruplama hizmeti sağlayan firmamız yıllık 65 Milyon adet fişli kablo üretim kapasitesine sahiptir. Fişli kablo üretimi için gerekli olan PVC granül ve kablo ihtiyacı dâhili üretimimizde sağlanmaktadır.

Fişli kablo ve kablo gruplama alanında her iki işletmemizde de teknolojik ve kapasitif yatırımlarımız devam etmektedir.

En çok hangi ülkeye ihracat yaptığınızdan söz eder misiniz?
İhracat ana pazarımız Avrupa'dır (Almanya, İngiltere, İtalya, Polonya, İspanya, Macaristan, İsviçre, vb), ayrıca Güney Afrika, İsrail, Avustralya, Arjantin, vb ülkelere de ihracat gerçekleştirilmektedir.

Sizi rakiplerinizden ayıran özellikleriniz nelerdir?
Yaptığımız her şeyin özünde yenilik vardır. Yenilik, DEKA’nın günlük faaliyetlerinin ayrılmaz parçasıdır. Bizi rakiplerimizden ayıran en önemli özellik değişimdir. Başta müşterilerimizin ve şirketimizin sürdürülebilir geleceğine katkı sağlamaktır.

Peki bizi farklı kılan şey ne? İnovasyon, yalnızca araştırma ve geliştirme laboratuvarlarıyla sınırlı değildir. Şirketimizin tamamında yenilikçilik kültürü hâkimdir. Tüm departmanlardaki çalışanlarımızı daima geleceğe yönelik yeniliklere öncülük etmek ve mevcut düzeni değiştirmek için teşvik ederiz. Bu bakış açısı yeni ürünler tasarlarken ve geliştirirken meydana getirdiğimiz yenilikçi teknolojilerin, sunduğumuz hizmetlerin ve takip ettiğimiz süreçlerin özünde yer almaktadır.

Ve yenilikçiliğimizi kanıtlayacak birçok ilklere sahibiz, örneğin;

  • 1993 - Elektrik komponentlerinde Türkiye’de alınan ilk yurtdışı sertifikaları (VDE, ENEC, UL, ASTA, vb.)
  • 1996 - Sektörde alınan ilk ISO 9000 Kalite Yönetim Sistemi ve 14001 Çevre Yönetim Sistemi Belgeleri
  • 1999-  Kablolarda Türkiye’de alınan ilk TSE-HAR Markası (CENELEC Harmonize Doküman)
  • 2012-  Avrupa 'da sektöründe lider olan ilk Türk Markası
  • 2017-  CB normlarına göre akredite olan ilk fişli kablo üretici laboratuvarı
  • 2017 - Sektörde ilk Ar-Ge merkezi

Yeni yatırım ve Ar-Ge’ye yönelik çalışmalarınıza ilişkin bilgi alabilir miyiz? Bir Ar-Ge Stratejiniz var mı?
Küresel rekabette kalıcılık ve başarı için yenilikçi olmanın ve teknolojik yetkinliğe ulaşılması gerektiğinin bilincindeyiz. Bu sebeple dünyada rekabet yeteneği yüksek ve inovasyonda öncü şirket olma hedefi doğrultusunda Ar-Ge çalışmalarımızı ve teknolojik yatırımlarımızı yürütmekteyiz.

Müşterilerimizin ve pazarın ihtiyaçlarını ön gören tam otomatik üretim hattı yatırımlarımız devam etmektedir. İşletmelerimizde robotik sistemler ile hatların birbirine entegrasyonu, iletişimi, görüntü işleme sistemleri ve programları ile bu sistemlerin otomatik üretim hatlarımız ile bütünleşik çalışması üzerine araştırmalar yapıyoruz. Bu projelerimizin yanında müşterilerimizin yeni projelerinde çözüm ortağı olarak rol alıp ihtiyaçlarını karşılayacak en rekabetçi ürün tasarımlarımız ile Ar-Ge merkezi çıktılarını kendileri ile paylaşıyoruz.

Çok yakın tarihte Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge Merkeziniz onaylandı. Tebrik ediyoruz ve bu konuda diğer üyelerimize de iyi örnek olabileceğinizi düşünerek size bu sürece ilişkin sorular yöneltmek istiyoruz.

Bu kararı alma amacınız neydi?
Ar-Ge merkezinin kurulmasıyla, şirketimizdeki Ar-Ge ve yenilikçilik kültürünün geliştirilmesi, proje yönetim kültürünün oluşturulması, birimler arası çalışmaların koordine edilmesini amaçladık. Ar-Ge merkezinin DEKA’yı ileri taşıması, rekabet gücümüzü artırarak sürdürülebilir kılması, firma imajı ve çekiciliğini artması ile uzun vadede müşterilerimizle birlikte ürün geliştirme konusunda da çalışmalarda bulunması; elde etmeyi istediğimiz kazanımlardan bazılarıdır.

Yürütmekte olduğumuz proje ve çalışmalarla, firmamızın büyümesine ve Avrupa da sürdürülebilir ve kalıcı başarıların gerçekleştirmesine yönelik katkı sağlamayı hedefliyoruz.

Bu başarılı sonuca ulaşabilmek için çalışmalara ilk nereden başlanıyor?
Firmaların Ar-Ge Merkezi Başvurusu yapmadan önce 5746 Sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki tüm yasal gerekleri tam olarak inceleyip öğrenmesi, kanun beklentilerini hali hazırda ne derecede karşıladıklarını analiz etmesi, eksikliklerini gidermek üzere bir iş planı çıkarması gerekmektedir. 

Ar-Ge Merkezi başvurusu için gerekli şartları yerine getirip, başvuru dosyasını hazırlayan firmalar Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü’ne elden veya posta ile veya Ar-Ge Web portalı üzerinden online olarak başvuru yapabilmekmektedirler.

Nasıl bir şirket altyapısı isteniyor? “Ben Ar-Ge Merkezi olmak istiyorum” diyen herkes kabul görüp, başarılı olabiliyor mu?
Bakanlık, Türkiye'de bulunan sermaye şirketlerinin; aynı fiziksel organizasyon yapısı içinde ayrı bir birim şeklinde örgütlenmiş, konusu, süresi, bütçesi ve personel ihtiyacı tanımlanmış, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan ve en az 15 tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam eden, Ar-Ge birikimi ve yeteneği olan birimleri Ar-Ge merkezi olarak tanımlamaktadır.

Ar-Ge Merkezi olarak başvuruda bulunacak olan İşletmenin yeterli Ar-Ge yönetimi ile teknolojik varlıklar, Ar-Ge insan kaynakları, fikri haklar, proje ve bilgi kaynakları yönetim yeteneği ve kapasitesinin bulunması gerekmektedir.

Firmalar, Bakanlığın, takip edilen internet adresi içerisinde bulunan, “Ar-Ge Merkezi Olabilir miyim?” başlıklı kısa anketini doldurarak bu konuda bilgi sahibi olabilirler. https://agtm.sanayi.gov.tr/Agm/ArgeDetay

Hangi teşvik mekanizmalarından hangi oranlarda faydalandınız?
Ar-Ge merkezleri sayısının yıldan yıla artması, Ar-Ge kültürünün yerleşmesi açısından önemli bir gelişme. Devletimizin de Ar-Ge faaliyetlerini teşvik, istisna ve hibeler yoluyla desteklemesinin olumlu sonuçlar doğuracağını düşünüyorum. Bu desteklerin ülkemizin 2023 yılı hedeflerini de göz önünde bulundurarak özendirici ve motive edici bir şekilde artarak devam etmesinden yanayız.

Ayrıca bir firma Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerini sürdürebilmek için gerekli kaynakların ve altyapının tümüne sahip olamaz; olması da gerekmez ve beklenmez. Kamu araştırma kuruluşları, üniversiteler veya diğer şirketlerle doğru eksende tanımlanmış işbirliklerine giderek, faaliyetlerini daha etkin kılması ve bu yolla da yetkinliklerini artırması bir gerekliliktir. Bunun için de doğru işbirliği çalışmalarının yapılmasının şart olduğunu düşünüyorum.

Sağlıklı ve istikrarlı bir büyüme kaydedebilmek için Ar-Ge çalışmalarına ve teşviklere ihtiyacımız var. Finansman, teşvikler, kalifiye eleman ve doğru işbirlikleri çok önemli. DEKA olarak biz şimdiye kadarki süreçte 1507- TÜBİTAK Kobi Ar-Ge başlangıç destek programı, KOSGEB Ar-Ge, inovasyon ve endüstriyel uygulama destek programı, KOSGEB Kobi proje destek programlarından ve çeşitli Ekonomi Bakanlığı Destekleri’nden yararlandık. Önümüzdeki dönemler de TÜBİTAK projesi teşviklerinin yanı sıra Bilim ve Sanayi Bakanlığı ile Ekonomi Bakanlığı’nın Desteklediği teşvik mekanizmalarından yararlanmayı planlamaktayız.

Henüz çok yeni ama ne gibi faydalar gördünüz? Yakın ve uzak vadede hangi faydalar bekleniyor?
Bu konuda mali ve kültürel avantajlar olmak koşulu ile iki ana avantaj olduğunu düşünüyorum. Mali avantajlar öncelikle SGK işveren pay desteği, Ar-Ge indirimi, bunun yanı sıra gelir vergisi ve stopaj indirimi söz konusudur. Ar-Ge merkezinin kültürel avantajlarını ise kurum içindeki Ar-Ge kültürünün oluşması ve yayılarak gelişmesi, Ar-Ge projelerinin sistematikleşmesi ve bunun yanında Ar-Ge merkezi olmakla beraber kamunun sağladığı ciddi avantajlardan ve hibe programlarından etkin yararlanmayı sayabiliriz.

Yenilik ve teknoloji odaklı çalışmalarını sürdüren firmamız, Ar-Ge merkezi kurulumuyla hedeflerine daha da fazla yaklaşmış durumdadır.

2017 ilk yarı, sektörünüz için nasıl geçti, 2017 sonu için öngörünüz nelerdir?
2016 yılı bizim için iyi bir yıldı. 2017 de hızlı başladı. Yurtiçinde ÖTV indiriminin etkisi ve yeni müşteri kazanımlarıyla satışlarımız beklentimizin üzerinde arttı. Hedefimiz yılın geri kalanında da bu trendi sürdürmek ve büyümede %15'i aşmaktır.

Sanayi 4.0’ın Türkiye gelişimini nasıl görüyorsunuz? Deka olarak bu yönde de çalışmalarınız, tedbirleriniz var mı?
Üretimin yakın geleceği endüstri 4.0’dır ve DEKA olarak, sektörün geleceğini şekillendirecek yenilikçi ürünler ve üretim teknolojileri geliştirmek konusunda öncü bir rol üstlenmeyi arzulamaktayız.

I4.0 prensiplerini izleyerek yeni üretim hatlarımızı devreye alıyor, üretim süreçlerimizi online olarak izleyip takip edebiliyoruz (MES). MES yaklaşımını I4.0’e giden yolda, mimari ve prosedürel standardizasyonu sağlama açısından bir geçiş aşaması olarak görmekteyiz. Mevcut yapımız üzerine entegre edecek olduğumuz sensörler ve kontrol sistemleri yardımıyla, önleyici bakımları gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.

Mevcut ve yeni yatırımlarımızda, bugüne kadar karşılaştığımız karmaşık ya da başarısız problemleri Endüstri 4.0 teknikleriyle tekrar gözden geçiriyoruz. Özellikle görsel kontrol ve işleme sistemlerinin üretim uygulamalarımıza entegrasyonu üzerine çalışıyoruz.

BEYSAD’a ilişkin görüşleriniz, BEYSAD’dan beklentileriniz nelerdir?
Ar-Ge ve inovasyon günümüzde rekabetin vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelmiştir. Etkin Ar-Ge teşvikleri ile sanayisi desteklenen ülkeler Dünya Rekabet Sıralamasında en üst seviyelerde yer almaktadır.

Dernek Bünyesindeki firmaların bir araya getirilerek en iyi Ar-Ge Merkezi uygulamaları kapsamında deneyimlerini birbirleriyle paylaşması noktasında BEYSAD’ın önemli bir rol oynayabileceğini düşünüyorum.

Bunun için emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz.

Atilla Eren:
DEKA Elektroteknik Yönetim Kurulu Üyesi

Ağırlıklı olarak Beyaz Eşya Sektörüne hizmet veren firmamız, Avrupa’da lider fişli kablo üreticisi konumunda olup, küresel beyaz eşya üreticilerine hizmet vermektedir. Adı teknoloji ile anılan firmamız, kendini ve müşterilerini tüm süreçlerde rekabetçi kılacak en iyiyi sunma gayreti içindedir.

Bu amaç doğrultusunda 2016 yılı içinde Ar-Ge Merkezi kurma çalışmaları başlatılmış, 04 Nisan 2017 tarihinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından da onaylanmıştır.

DEKA Elektroteknik, Ar-Ge Merkezi yapısı ile inovasyon kültürünü geliştirmeyi, teknolojik bilgi kapasitemizi güçlendirmeyi, katma değeri yüksek ürünler geliştirmeyi ve nitelikli Ar-Ge personeli sayısını arttırmayı hedeflemektedir.

Bilim ve Teknolojilerin hızla geliştiği ve endüstri devriminin yaşandığı bu bilgi çağında değişime ayak uyduramayanların geleneksel yöntemler ile artık var olamadığını hepimiz görüyoruz. Bu değişim içinde en önemli unsur araştırmacı nitelikli insan gücüdür. Ar-Ge merkezleri de bu değişime çok önemli katkılar sağlayacaktır. Yenilikçi yaklaşımların uygun eko sistemde ortaya çıkabildiğini varsayarak ülke olarak geç kalınmamasını temenni ediyorum.

Üye Girişi